Filmİnceleme

No Time To Die İncelemesi

No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)’da son kez James Bond olarak izleyeceğimiz Daniel Craig, Pierce Brosnan’dan sonra ilk başlarda pek beğenilmeyen bir Bond’du. Genellikle fiziksel görünüşü ile eleştirilen Craig, sarışın olması sebebiyle hem Rus’a benzemesi hem de ilk defa bir sarışın Bond olması ile pek çok tepki ile karşılaşmıştı ama aradan geçen 15 yıl ve 5 filmle beraber Daniel Craig hem bir kuşağa Bond’u tanıttı hem de büyük bir kitle tarafından en iyi Bond olarak görülmeyi başardı.

Bu 5 film arasında Martin Campell’ın yönettiği Casino Royale ve Sam Mendes tarafından yönetilen (Nolan’ın çekemediği ama nerdeyse Nolan tarafından çekilmiş) Skyfall, birçok izleyici tarafından en iyi Bond filmleri arasında gösteriliyor. Ben de bu fikre katılıyorum ancak Spectre ile farklı bir yola giren Sam Mendes maalesef Skyfall’daki görkemi yakalayamadı. Casino Royale ile daha gerçekçi bir yolda ilerleyen Bond serisi, Spectre ile eski Bond zamanlarına dönmüştü. No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok) ise Spectre’nin izlediği yolu devam ettiriyor.

No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok) Konusu

MI6‘den ayrılan Bond, gizemli geçmişe sahip Dr. Swann (Lea Seydoux) ile beraber inzivaya çekilmiştir. Bu sırada hapiste olan Blofeld (Christoph Waltz) ve Blofeld’in peşinde olan suç örgütü lideri Safin’in kendi planları vardır. CIA çalışanı Felix’in (Jefrrey Wright) yardım istemesiyle beraber Bond son kez bir maceraya yelken açar.

No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

Senaryo ve Aksiyon

Ajan filmi demek sinemada her zaman Bond demekti. Neredeyse 40-50 yıla dayayan Bond serisi her zaman ajan sinemasında en önde gelirdi. 2000’li yıllara doğru bu durum değişti. Özellikle Brosnan’lı Bond filmleri kendi kendisinin parodisine dönüşürken Bond’dan doğan boşluğa Mission Impossible serisi ve Bourne serisi aday oldu. MI genellikle eğlence ve komedi kısmını bolca kullansa da iki film serisi de aksiyon sekansları ile göz doldurmuştu ve daha gerçekçi sekanslara sahiptiler. Özellikle Bourne serisi dünyayı yok edecek bir silaha karşı yerine, daha basit bir hikâye anlatıyordu. Yeni Bond serisi de daha gerçekçi hikaye ve aksiyon sekanslarına sahipti. Spectre ve No Time To Die ile hikaye anlatımı açısından bu durum bozulmuş.

B25 31842 RC2 No Time To Die İncelemesi
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

Aksiyon sekansları hala çok gerçekçi ve iyi çekilmiş. Filmin özellikle ilk 20-30 dakikası hem aksiyonuyla hem de atmosferiyle filmin geri kalanına göre çok daha iyi olmuş. Tekrar hikayeye dönersek, Bond maalesef dünyayı kurtarma peşinde. Seyirciye yeteri kadar anlatılmayan ama yaptığımız çıkarımlardan yola çıkarsak, çok karışık bir virüsü engellemeye çalışıyor. Açıkçası böylesine büyük konular beni hep hikayenin gerçekçiliğinden koparıyor. Filmdeki en büyük sıkıntı ise filmin kötüsü Safin’in motivasyonu hiç anlatılmaması.

CARY JOJİ FUKUNAGA

True Detective ile hayatımıza giren Fukunaga’nın oradan aldığı ivme ile bugünlere geldiğini söyleyebiliriz. Bir ara adı King’in romanından uyarlanan IT ile anılsa da o projeyi kaptırmıştı. Kendisi son olarak Netlfix dizisi Maniac ile karşımıza çıkmıştı ancak çok iyi oyuncularına rağmen benim pek beğenmediğim bir diziydi. Bond ile beraber Fukunaga, kariyerinin en iyi işini ortaya koymuş diyebilirim.

No Time To Die bana göre Craig’li serinin en iyi 3. filmi. Skyfall ve Casino Royale kadar iyi değil ama yine de özellikle bu kadar uzun bir film olmasına rağmen eğlenceli ve duygusal bir Bond filmi olmayı başarması açısından takdire değer. Çok daha iyi olabileceğini düşünsem de sinemadan gayet mutlu ve gaza gelmiş bir biçimde ayrıldım. Nitekim Bond filmi çekmek bazı açılardan çok avantajlı olsa da iyi bir Bond filmi çekmek pek kolay değil. Çok fazla klişesi olan bir filmin, bu klişeler ne kadar iyi olursa olsun altından kalkması kolay değil. Aston Martin, güzel kadınlar ve takım elbiseli bir İngiliz her zaman size iyi bir film getirmiyor sonuçta. Sırf açılış sekansı için bile Fukunaga’yı küçük bir takdiri hakkediyor.

B25 28186 RC No Time To Die İncelemesi
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

BOND KIZLARI

Bond külliyatının sinemaya çok fazla katkısı oldu. Aston Martin arabalar, Bond’un özel tabancaları, saati ve hatta kötü adamları. Ancak bunlar arasında Bond kızları her zaman bir adım önde olmuştur. Craig serisinde Eva Green ile konan yüksek çıta aşılması zor görünse de bu filmde çok sağlam iki Bond kızımız var. Lea Seydoux iki filmde oynayan tek Bond kızı. Benim de çok sevdiğim bir oyuncu olan Lea, hem Bond ile kurduğu duygusal ilişki hem de güzelliği ile seride özel bir yer kaplıyor. Bir önceki filmle bu film arasında köprü kuran Dr. Swann belki diğer Bond kızları kadar vücudunu sergilemiyor ama duygusal açıdan filme katkısı oldukça fazla. Ana de Armas ise filmde çok az ama eğlenceli bir role sahip. Bu kadar uzun bir filmde neden bu kadar kısa ve aslında önemsiz bir role sahip olduğunu anlamak da mümkün değil.

B25 36645 RC2 No Time To Die İncelemesi
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

BOND KÖTÜLERİ

Bond’un sinema dünyasına bir diğer katkısı ise yüzleri yaralı olan kötü karakterleri. Çok ikonik ve genellikle dalga geçmesi kolay kötü karakterleri vardı ama gene Craig’in serisinde Mads Mikkelsen tarafından oynanan Le Chifrre ve Javier Bardem tarafından oynanan Raoul Silva çok iyi kötü karakterlerdi. Bu filmdeki Blofeld (Christoph Waltz) ve Safin (Rami Malek) için aynısını söylemek zor. Christoph Waltz çok iyi bir oyuncu olsa da Blofeld bence iyi yazılmış bir karakter değil. Ne diğer film ne de bu filmde beni hiç etkilemedi. Rami Malek’in ise ilk duyurulduğu anda bile başarısız olacağını düşünüyordum ve öyle de oldu. Ertesi gün hatırlamayacağım bir karakter olarak yazılmış. Ne hikayesi ne de kendisi ilginç. Filmin açılış sekansında Safin karakteri çok iyi olmasına rağmen, geri kalan kısmında olmamış.

B25 25403 RC No Time To Die İncelemesi
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

BOND, JAMES BOND

Büyük tepkilerle başlayan Bond kariyeri Craig için sıkıntılı olarak devam etti. Kendisi ilk filmden sonra çok sevilmesine ve hatta çıkan filmlerin iyi olmasına rağmen, Skyfall’dan sonra Craig Bond karakterini bırakmak istemişti. Hem Spectre hem de No Time To Die’da neredeyse zorla oynadı diyebiliriz. Hatta yapım şirketleri Craig’i ikna edebilmek için ona devasa ücretler ödedi. Artık bu filmle beraber Bond rolünü de tamamen bıraktı. Açıkçası tam tadında bıraktığını düşünüyorum. Bond deyince benim aklıma direkt Craig geliyor ve bir jenerasyon onun Bond’u ile büyüdü. Yaşını alması ile beraber daha fazla gitmeyeceği de aşikâr. Özellikle bu filmde Lea ile aralarındaki yaş farkı çok göze çarpıyor. Kısacası kendisine güzel bir şekilde veda da edilmiş oldu.

B25 02653 R No Time To Die İncelemesi
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

AÇILIŞ KISMI VE JENERİĞİ

Film genel olarak iyi olsa da açılış kısmının özellikle çok iyi olduğunu düşünüyorum. Craig’li bütün serinin (QS hariç) açılış sekansları çok iyi zaten. Genellikle Bond filmleri aksiyon ile açılır fakat burada bir gerilim sekansı ardından birazcık romantizm ve daha sonra çok iyi bir aksiyon sekansı karşılıyor bizleri. Filmin ilk 10 dakikası son zamanlarda izlediğim en iyi film sekanslarından. Beni çok etkiledi. Filmin klasik olan açılış jeneriği ise fena olmasa da bir Skyfall değil. Oraya giden kısım da o kadar vurucu değil zaten.

B25 32738 RC No Time To Die İncelemesi
No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

BILLIE EILISH VE HANS ZIMMER

Her Bond filmin de özel bir açılış jeneriği ve şarkısı olur. Skyfall filminde Adele tarafından söylenen şarkı Oscar almış, neredeyse filmin önüne geçmişti. Bu sefer Billie Eilish tarafından söylenen şarkı Skyfall kadar iyi olmasa da fena değil. Billie Eilish’in çok daha iyi şarkıları var ama filmin tonuna uygun ara sıra açılıp dinlenebilir bir şarkı. Bond’un orijinal müziği her zamanki gibi muhteşem. Tüyleri diken diken ediyor. Hans Zimmer filmde besteciymiş farkına bile varmadım.

Diğer film incelemelerimiz için buraya, Letterboxd hesabımızı takip etmek içinse buraya tıklayabilirsiniz.

No Time To Die (Ölmek İçin Zaman Yok)

Puan - 7

7

Daniel Craig’e ve seriye güzel bir veda olmuş. Aksiyon sekanslarının gayet iyi olduğu eğlenceli bir Bond filmi. Herkese sinemada izlemeyi tavsiye ederim

Bir Yorum

  1. No Time To Die son zamanlarda izlediğim en iyi aksiyon filmi olabilir. Tüm sahneler tertemiz, akıcı ve bir o kadar gerçekçi çekilmişti. Bir veda filminde bu kadar eğleneceğimi, hatta güleceğimi düşünmüyordum. Bu gülmelerimin çoğu Ana de Armas’ın yer aldığı 10 dakikalık sekansa ve Daniel Craig’in daha rahat tavırlı Bond’una gidiyor. Rus bilim insanı gibi Marvel mizahından hallice kötü unsurlar ve hiç detayına girilmeyen bir kötü olsa da No Time To Die izlemesi çok keyifli bir filmdi. Benden de bir 8 puan alır.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu