The Batman İncelemesi

Uzun zamandır merakla beklenen The Batman, 4 Mart Cuma günü itibariyle vizyona giriyor. Bu sefer Batman rolünü Robert Pattinson’ın üstlendiği filmin yönetmenliğini ise Matt Reeves üstleniyor. Basın gösteriminde erkenden izleme şansı yakaladığımız filmi sizler için spoilersız bir şekilde inceledim.

The Batman Filminin Hikayesi

Kendisini 2 yıl Gotham City’nin yozlaşmasını temizlemek için adayan ve kendisini suçla savaşan kanunsuz olarak kabul ettiren Batman (Robert Pattinson), Komiser Gordon (Jeffrey Wright) tarafından yeni bir davayı çözmeye yardım etmesi için çağırılır. (Filmde Bat Signal çok iyi kullanılmıştı.)

Şehirdeki önemli insanlar (Başkanlar, savcılar vs.), sadist bir seri katil tarafından birer birer öldürülürken katil arkasında Batman için mesajlar bırakır. Batman, seri katilin izini soruştururken Seline Kyle (Zoë Kravitz) ile yolları kesişir. Ardından Batman ile birlikte seri katilin peşine düşerler.

Film Nasıl Olmuş?

Yönetmen Matt Reeves, bize Gotham’ın arka bir sokağında öldürülmüş ebeveynler ve sokağa saçılan incilerle ilgili bir başlangıç hikayesi anlatmak yerine sonunda, çizgi romanlardaki deyimiyle “dünyanın en büyük dedektifi” unvanını almış Batman’i ete kemiğe büründürerek karşımıza koyuyor.

Ben Affleck’i ilk kez kostümü ile gördüğümüzde çok başarılı bir Batman gördüğümü düşünüyordum ama film, abartılı öğelerle doldurulduğundan karakter kötü kullanılmıştı.

Robert Pattinson’ın Batman’i ise daha gaddar, daha yalnız ve daha az dünyevi. Sadece önceki Batman versiyonlarından farklı değil, aynı zamanda ilham verici ve gerilim dolu dedektif hikayesi sayesinde filmlerdeki klasikleşmiş süper kahraman kalıbından çıkıp daha gerçekçi bir çizgi roman uyarlaması haline de geliyor.

Selina Kyle’ı canlandıran Zoë Kravitz, karakterini çok başarılı şekilde yansıtmayı başarıyor. Son dönemde kırılmaya çalışılsa da süper kahraman filmlerinin büyük bir kısmında kadın karakterlere yeteri kadar önem verilmediği yadsınamaz bir gerçek. The Batman’de ise bu rahatsız edici duruma rastlamıyoruz. Selina’yı yan karakter olmasına rağmen hikayesi başarılı yazılmış bir karakter olarak izliyoruz. 

En çok korktuğum konulardan biri The Batman’in fazla romantik filme dönmesiydi. Neyse ki film bundan çok uzak. Ara ara Batman – Selina sahnelerinde bariz bir elektrik olsa da bu filmin hikayesini zenginleştirmek için kullanılan öğelerden biri olarak ana hikayeye başarılı bir şekilde katkı sağlıyordu.

Gotham’ın yozlaşmış ve karanlık atmosferi adeta çizgi romanlardan fırlamış gibi. Öyle ki filmi sinema salonunda izlerken bu atmosfere kendinizi iyice kaptırıp, siz de kendinizi Gotham sokaklarında güvende hissetmiyorsunuz. Hatta sanki her an yanınızda oturan biri sizi bıçaklayıp kaçacakmış gibi bir tedirginlik haline giriyorsunuz.

Aksiyon sahneleri günümüz filmlerindeki gibi filmin hepsini kaplamıyor. Dediğim gibi bu bir dedektif hikayesi. Aksiyon sadece bazı noktalarda sizin elinizden tutuyor bir sonraki hikayeye ilerletmek için.

Bu spoilersız incelemeyi son olarak da müziklerden bahsederek bitirmek istiyorum. Marvel, Pixar gibi büyük stüdyoların ve birçok film serisinin müziklerini yapan Michael Giacchino, The Batman filmiyle kariyerini bambaşka noktaya taşıyor. Film, Giacchino’nun müzikleriyle gerilim ve korkuyu adeta ruhunuza işliyor.

Bu arada filmde bir credit sonu sahnesi var ama ben şahsen bekleyeme değdiğini düşünmüyorum.

Son Olarak;

Warner Bros’un gelecekte DCEU gibi başarısız bir evreni devam ettirerek karakterlere zarar vermek yerine Joker, Batman gibi ciddi ve kaliteli hikayelerle karşımıza çıkmasını umuyorum.

Film 3 saat olmasına rağmen çok hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Dolu dolu bir senaryoya sahip ve beni keşke 30-40 dakika daha uzun olsaydı dedirtecek derecede sürüklemeyi başardı.

Eğer DC bu filmlerin sayısını arttır ve klasikleşmiş Marvel filmleri formülünden çıkarsa, bizleri mutlu edebileceklerine inanıyorum.

Kaleme aldığımız diğer incelemelerimizi göz atmayı, haftalık bültenimize abone olmayı ve bizi sosyal medya hesaplarımızdan (Twitter, Instagram, Letterboxd) takip etmeyi unutmayın!

Patreon’dan destek olmak ve içeriklerimize erkenden erişmek için tıklayın.

Bilmece: Ben önce bir sahtekarım ya da bir numarayım. Ya da belki ikisinin karışımı. Bu senin yanlış yorumlamana bağlı. Ben kimim?