The Last Duel İncelemesi

Gerçek bir olay ve kitaptan esinlenen The Last Duel, Ridley Scott’ın yönetmenliğiyle biz izleyicilere sunuldu. Son zamanlarda sosyal medyada filmin konusu ve oyuncularının yanında, yönetmenin yorumunun da büyük merak konusu olduğu konuşuluyordu. Ridley Scott’ın nasıl bir iş çıkardığı, beklentileri karşılayıp karşılamadığı hakkındaki sorularımla filme gittim ve oyuncular, hikayeler ve yönetmenlik ile ilgili farklı duygularla salondan çıktım. Bu yılın en çok beklenen ve çokça da tartışılacağına inandığım yapımlarından biri olan The Last Duel vizyona girmişken filmle ilgili yorumlarımı sizlerle de paylaşmak istedim.

Filmin Konusu

The Last Duel, tarihin ufak bir parçasını anlatsa da zamansız ve evrensel bir konuya sahip. İki erkeğin kendi savaşları, çıkarları için bir kadını nasıl yok sayıp hayatını riske atabileceklerini anlatıyor. Ayrıntıya girmeden ve seyir keyfini kaçırmadan bahsetmek gerekirse, filmin temasının tecavüz üzerine olduğunu ve filmin üç ana karakterin bu olay etrafında şekillenen hayatlarını izleyiciye aktardığını söyleyebilirim.

14. yüzyıl Fransa’sında geçen filmde aynı hikaye üç kez farklı karakterlerin gözünden yansıtılarak çekilmiş. Filmin son dönemlerde uzun sayılabilecek bir süreye sahip olması da doğrudan bu senaryo tekniği ile bağlantılı. Aynı olayı üç kez izlemek kulağa yorucu gelse de detaylar her seferinde karakterlerin kişiliklerine göre şekillendiği için çok keyifli bir hal alıyor. Hikaye her bir yeni karaktere geçtiğinde onun yorumunu öğrenmeye çalışırken senaryo, izleyiciyi daha da çekiyor. Aynı zamanda tahmin edilebilir bakış açıları olması da karakterleri tutarlı ve gerçekçi kılıyor.

Filmdeki bir diğer tema ise anlattığı tarihi dönem ve bu dönemin etkisiyle şekillenen aksiyon sahneleri. Düello, arena dövüşleri gibi tarihe karışmış gösterilerin bildiğimizin ötesindeki yanlarını görüyoruz. Bütün dövüş ve savaş sahneleri aynı zamanda karakterlerin kişilikleri hakkında daha fazla ayrıntı vererek filmi zenginleştirmiş.

Yönetmenlik

Ridley Scott hakkındaki bunca yorumun üzerine beklentileri nasıl karşıladığından da bahsetmek gerekir. Yönetmen, gizem ögeleri eklemek yerine konunun sertliğini ve dramı olduğu gibi yansıtmayı tercih etmiş. Bu kadar ağır bir konuyu yumuşatmadan ekrana getirdiği için zaman zaman izlemesi rahatsız edici olabiliyor. Tarafsız ve olabildiğince yorumsuz olarak gerçeği sunmuş Scott. Karakterlerin bakış açısını seyirciye gösterirken de asıl sebebin empati kurdurmak olduğunu düşünmedim. Üç bambaşka kişiliğin farklılığının ufak tonlamalarla bile ne kadar ayırt edilebilir olduğunu yansıtmış daha çok. Kişisel olarak yorumunu çok güçlü ve çarpıcı bulduğumu söylemek isterim.

Oyuncular

Jodie Comer, Matt Damon ve Adam Driver hakkındaki yorumum hepsinin de hikayelere göre karakter değişimlerini başarıyla gerçekleştirdikleri yönünde oldu. Bir kişiliği farklı bakış açılarıyla nasıl görürüz sorusuna cevaplarını çok güzel yansıtmışlar. Karakterler, kendi hayatının başrolüyken başkasının gözünde aciz birine dönüşebiliyor. The Last Duel, karakterlerimizin karşısındakine yansıttığından farklı bir hayat yaşadığını veya duygularının her seferinde nasıl değiştiğini gösteriyor. Ancak Adam Driver‘da bu çeşitliliğin diğer oyunculara göre daha az olduğunu söyleyebilirim. Ben Affleck de çok öne çıkan bir rolü olmamasına rağmen kilit noktalarda güzel bir oyunculuk sergilemiş. Filmin genelinde aksiyon sahneleri de dahil olmak üzere tüm oyuncular başarılı bir iş çıkarmışlar.

Son Yorumlar

Genel yorumum filmin izlenmeye değer olduğu yönünde. Konusu gereği politik bir altyapısı olsa da bu rahatsız edici bir mesaj kaygısı şeklinde yansıtılmamış. Hatta arka planda işlenen çıkar savaşları filme ikinci bir boyut katmış diyebilirim. Tıpkı filmdeki gibi izleyicilerin de hikayeyi farklı bakış açılarıyla değerlendireceğini düşünüyorum. İzleyeceklere şimdiden keyifli seyirler dilerim.

Bizi Twitter‘da takip etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Film ve mini dizi incelemelerimizden haberdar olmak için ise Letterboxd hesabımıza buradan ulaşabilirsiniz.