Diziİnceleme

Ted Lasso ve Dünden Bugüne Amerika’da Futbol

Son dönemlerin en ses getiren komedi işlerinden Ted Lasso, Apple TV+’ın şimdiden en çok güvendiği işi konumunda. İlk sezonu ile Altın Küre’de en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanan dizi, Emmyler’de ise 12 dalda toplam 20 adaylık çıkardı. Bu sayede de Ted Lasso, Emmy tarihinde ilk sezonu ile en çok adaylığa sahip olan komedi dizisi olmayı başardı. Geceye ise toplam 7 ödül kazanarak hiç şüphesiz damga vuran işlerden biri oldu. Ben de Ted Lasso’yu, futbolun dizi ve Amerikan kültürü üzerine etkisi açısından derinlemesine bir şekilde inceleyip sizlerle paylaşmak istedim.

Ted Lasso Resmi Fragmanı – Apple TV+

Ted Lasso, ABD ve Futbol

Ted Lasso’dan bahsetmek için öncelikle ABD ile dünyanın geri kalanının bildiği “futbol” ile arasındaki ilişkiyi biraz daha detaylı izah etmem gerekir. Nitekim karakterimizin doğuşu ve dizinin temeli de bu iki olgunun birbiri ile olan ilişkisine dayanmakta.

Uzun yıllar boyunca Amerikalılar futbol oyununu izlemek yerine kendilerine daha çok hitap eden Amerikan Futbolu, Beysbol, Basketbol gibi kendilerinin icat ettiği oyunları takip ettiler. “Amerikan halkı acaba neden Dünya genelinde kitleleri peşinden sürükleyen bu oyuna üvey evlat muamelesi yapmış olabilir?” sorusuna verilebilecek başlıca cevaplardan birisi ABD ile İngiltere arasındaki bağımsızlık mücadelesi ve devamında süregelen tarihsel rekabet içinde olmalarıdır.

Ted Lasso Photo 020303 Ted Lasso ve Dünden Bugüne Amerika'da Futbol
Ted Lasso (Apple TV+)

Nitekim Amerikan halkı, İngiliz icadı olan bu oyunu takip etme konusunda hep çekimser kalmışlardır. Futbolun Amerika’da yaygın olmamasının bir başka sebebi ise Amerikan spor kültüründe beraberliğin olmaması diyebiliriz. Amerikan sporu taraftarlarının aklında bir müsabaka berabere sonuçlanınca karşılaşma boyunca sporcuların gösterdiği çabanın hiçbir amaca hizmet etmediği ve ekran başındaki izleyici için geçen zamanın boşuna olduğunu düşünmeleri yatmaktadır.

Son bir sebep olarak da ABD’nin futbol dünyasında sözü geçen bir noktada olmayışını söyleyebiliriz. Kendi kıtasında bile Meksika’ya net bir üstünlük sağlayamamış olmalarını da ele alınca diğer sporlarda en iyi oyunculara sahip olma ve onları izleyebilen -olursa- uluslararası müsabakalarda rakip kim olursa olsun baskın gelmeye alışkın olan Amerikan halkını futbol pek cezbetmese gerek.

Amerika’da Futbolun Yükselişi

Futbolun ABD sınırları içinde popülerleşmesinin temellerinin 1980’lerde atıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. 1984 Yaz Olimpiyatlarında futbol müsabakalarına gösterilen ilgi yüksekti. Özellikle Altın Madalya karşılaşmasında elde edilen seyirci sayısı, yaklaşık 30 yıl boyunca ABD sınırlarında en çok ilgi gösterilen karşılaşma olarak kayıtlara geçmişti.

Bu ilgiye kayıtsız kalmayan FIFA, dünyanın en büyük organizasyonlarından olan “Dünya Kupası“nı 1994 yılında düzenlemeleri için ABD ile anlaştı. ABD erkek futbol milli takımı da 1990 Dünya Kupası elemelerini geçerek turnuvaya 50 yıl sonra katılmaya hak kazandı. Bununla birlikte artık önceki 10 yılda atılan temelleri de hesaba katınca 1990’lar, ABD için futbol açısından bir dönüm noktası oldu.

Ted Lasso Photo 011003 Ted Lasso ve Dünden Bugüne Amerika'da Futbol
Ted Lasso (Apple TV+)

Kitle iletişim araçlarının gün geçtikçe geliştiği ve Dünya’nın artık global bir köy olma yolunda hızla ilerlediği 2000’lerden itibaren artık futbol –başı çeken sporlar kadar olmasa da– takip edilen sporlar arasına girmişti. En iyi zamanlarını Avrupa’da en üst seviyede geçiren dünya yıldızlarını Amerikalılar evlerinde seyrederlerken başını David Beckham’ın çektiği birçok dünya yıldızı kariyerlerinin son dönemlerini artık Amerika topraklarında MLS (Major League Soccer) takımlarında geçirmeyi tercih eder oldu.

Bu profile uyan oyuncuların ABD’ye gelişi ilk 1970li yıllarda Pele, Gerd Müller ve George Best gibilerin gelişi ile olsa da popülerleşmesine ne Amerikalılar hazırdı ne de dönemin teknolojisi… Amerikan halkı günümüzde tarihe adını yazdırmış en iyi oyuncuları -artık en iyi hallerinde olmasalar da- canlı gözlerle kendi ülkelerinde izleyebilir bir futbol ülkesi seviyesine ulaşmış oldular.

“Futbol, Sadece Bildiğimiz Gibi Değil”

Dünyanın en popüler oyununun ekonomik pastasından daha fazla pay almayı hedefleyen Amerikalılar, futbolu halka sevdirmenin yöntemini hep futbolun kendisi olarak seçmişti. Ancak 2013 yılında NBC Sports, Amerika’da EPL (İngiltere Premier Ligi) yayın haklarını satın aldı ve kanal, maç yayınlarının daha fazla kitleye ulaşması için yıllardır uygulanan yöntemlerin dışına çıkarak, belki de Amerikalıların en iyi bildikleri şey olan sinema ve eğlence sektöründen yardım aldı. Başrollerinde Jason Sudeikis ve Brendan Hunt’ın bulunduğu ve Ted Lasso dizisindeki rollerini ilk kez sergiledikleriAn American Coach in London” isimli bir mini film yayınladı.

“Futbol. Sadece Bildiğimiz Gibi Değil.” sloganı ile yayınlanan bu film, Amerikan halkının tüm dünyanın bildiği futbol oyunu karşısındaki cehaletini konu alıyor. (Ted Lasso’nun ilk bölümünden itibaren de birçok kez bu mini filmden alıntı yapılmakta.) Daha sonrasında da Sudeikis, kanal için karakterine bürünmüş bir şekilde futbol yorumculuğu da yapmıştır.

An American Coach in London Ted Lasso ve Dünden Bugüne Amerika'da Futbol
An American Coach in London (NBC Sports)

Ekim 2019’da Apple TV+ Jason Sudeikis’in daha önce NBCSports için canlandırdığı Ted Lasso karakteri için bir dizi duyurdu. Kadrosunda Jason Sudeikis, Hannah Waddingham, Jeremy Swift, Phil Dunster, Brett Goldstein, Brendan Hunt, Nick Mohammed ve Juno Temple gibi isimlerin yer aldığı diziyi Jason Sudeikis, Brendan Hunt, Bill Lawrence ve Joe Kelly Apple TV+ için hazırlıyorlar.

14 Ağustos 2020 tarihinde ilk üç bölümü ile yayın hayatına başlayan dizi, ilk gününden itibaren birçok olumlu geri dönüş alarak Apple TV+’ın ilk haftasında 2. sezon onayını verme konusunda elini çok rahatlattı. İlk sezonun bitiminin ardından Ted Lasso, 3. sezon onayını da alarak geleceğini bir nevi garantisi altında sevenlerini mutlu etti.

Konu: Bir “Amerikan Futbolu” koçunun hiç beklenmedik bir şekilde İngiltere Premier Ligi takımlarından – kurgusal bir takım olan – AFC Richmond’ın başına teknik direktör olarak getirilmesiyle iki spor ve iki kültür arasındaki farklılıkları takımın teknik direktörünün yaşayarak keşfetmesini esprili bir dille biz izleyicilere aktarıyor.

Ted Lasso Photo 010202 Ted Lasso ve Dünden Bugüne Amerika'da Futbol
Ted Lasso (Apple TV+)

Not: Yazının bu noktasından sonrası karakterleri incelediği ve dizinin geleceği hakkında fikirler sunduğu için spoiler içerebilir.


Oyuncular ve Karakterler

Jason Sudeikis | Ted Lasso: AFC Richmond’ın teknik direktörü. Özünde Amerikan Futbolu koçu.

Hannah Waddingham | Rebecca Welton: Boşanma hakkı ile takımın yeni sahibi.

Jeremy Swift | Leslie Higgins: Takımın Futbol Operasyonları Yöneticisi.

Phil Dunster | Jamie Tartt: Takımın Manchester City’den kiraladığı egoist genç hücum oyuncusu.

Brett Goldstein | Roy Kent: Takımın aksi veteran çift yönlü orta saha oyuncusu ve aynı zamanda takım kaptanı.

Brendan Hunt | Coach Beard: Ted’in yardımcı antrenörü ve aynı zamanda yakın arkadaşı.

Nick Mohammed | Nathan Shelley: Takımın malzemecisi.

Juno Temple | Keeley Jones: Takımın Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü. Aynı zamanda bir model.

Oyunculuklar

Birçok başarılı oyuncu tercihi olduğunu söylemekten çekinmeyeceğim. Kuşkusuz Ted Lasso’nun en güçlü yanlarından biri oyuncu tercihleridir. Tabii bir karakter/oyuncu uyumundan doğan bir dizi için bunu söylemek çok da zor olmasa gerek. Jason Sudeikis’i karakteri ile bütünleşmiş bir şekilde izlerken mest olmamak mümkün değil.

Futbolun erkek egemen bir sektör olduğu düşünülünce bu diziye kadın karakterleri yerleştirmenin ve özellikle ana karakter yapmanın zor olabileceğini düşünmek ilk başta akıllara gelse de Ted Lasso’da bulunan kadın oyuncular Hannah Waddingham ve Juno Temple’ın dizide hiç sırıtmamakla birlikte diziye olumlu bir artı kattıklarına inanıyorum. Öyle ki diziyi ilk kez izleme kararı almam kadrosunda da Vinyl’da severek takip ettiğim Juno Temple’ın olması yatıyor.

Ted Lasso
Keeley Jones (Juno Temple) – Ted Lasso (Apple TV+)

Dizide Bulunan Referanslar

Roy Kent – Roy Keane

Roy Kent’in pozisyonu gereği ve hırslı, aksi, kavgacı olmasını da hesaba katarsak; Kent, birçok gerçek hayattaki orta saha oyuncusuna gönderme olabilir. Ancak karakterimiz bir Şampiyonlar Ligi şampiyonu, bir efsane ve takımında kaptanlık yapmış lider bir oyuncu. Ivan Gennaro Gattuso ve Roy Keane seçenekleri aklımda canlanan başlıca isimler.

Ama dizimiz ada futbolu ile daha çok özdeşleştiği için ben Roy Keane’i temel alarak bu karakterin yazıldığını düşünüyorum. Roy Kent de tıpkı Roy Keane gibi takım arkadaşlarından, teknik direktörlerinden ve taraftarlarından çokça saygı gören bir veteran. Keane de tıpkı Kent gibi daha düşük profilde bir takımda 1 sezon oynayarak kariyerine son verdi.

Jamie Tartt – Jack Grealish

Jamie Tartt karakteri için aslında birçok futbolcunun karışımı demek daha doğru olacaktır. Öyle ki karakterimiz yer yer Jamie Vardy‘yi, ilk Everton dönemindeki mütevazı bir takımın tek skor opsiyonu olmasıyla Wayne Rooney‘i, egoist oluşuyla Mario Balotelli ve Zlatan Ibrahimovic‘i hatırlatırken Keeley ile birlikte olduğu dönemi göz önüne alırsak ikisini de İngilizlerin ünlü çifti Posh and Becks (David ile Victoria Beckham) olarak görmek mümkün. Ama benim karakterle ilk tanışma anımdan itibaren oyuncudan aldığım en güçlü his, Tartt’ın Jack Grealish göndermesi olabileceğiydi.

Grealish’in egoist bir karakter oluşu, tıpkı Grealish gibi onun da kısa çorap tercih etmesi, takımını Aston Villa’nın futbol dünyasında bulunduğu konum ve takımında herkesin onun ayağına bakmasıyla tek skor opsiyonu olması bu düşüncemi desteklemişti. Tartt’ın 2. sezon ile birlikte saçlarını da Grealish gibi uzatıp saç bandı kullanmaya başlamasını da hesaba katınca, Grealish’in en güçlü Jamie Tartt kaynağı olduğu göz önüne koyulmuş oldu.

Geçtiğimiz yaz Jack Grealish’in yolu tıpkı dizimizdeki Jamie Tartt gibi Manchester City’e düştü. Belki de bir Amerikan televizyon şovu İngiliz futbol tarihine ufak bir dokunuş gerçekleştirmiştir, kim bilir?

Geleceğe Dair

The Athletic’in haberine göre Ted Lasso dizisi ile Premier League yönetimi arasında £500.000’luk lisanslama anlaşması yapıldı. Bu anlaşma, diziye önümüzdeki sezonunda resmi Premier League’in logosunu, ligin yayın görüntülerini, ligdeki takımların formalarını ve Premier League’in kupasını ve daha birçok detayı bölümlerde kullanma iznini veriyor. Bu da hiç şüphesiz dizinin gerçekçiliğine çok büyük bir değişiklik, umarız ki de bir artı getirecektir.

Nasıl bir şey olabileceğini kafanızda canlanması için 2. sezonun 6. ve 8. bölümleri olan sırasıyla “The Signal” ve “Man City” bölümlerine göz atabilirsiniz. Özellikle 8. bölümde lisanslı Emirates FA Cup karşılaşması ikonik Wembley Stadyumu’nda çekim yapılarak ekranlara yansıtılmıştı ve maç yayını olarak ekrana gelen kısımlara bakınca televizyondan gerçek bir FA Cup karşılaşması seyrediyormuş hissini uyandırıyor.

Bu anlaşma ile geçtiğimiz sezonun sadece çok küçük bir anında yaşadığımız bu anları önümüzdeki sezonun tamamında görebileceğimiz için ben çok heyecanlıyım. Gerçek bir Premier League hakemi olan Mike Dean’i geçtiğimiz sezonda dizide gördüğümüze göre dizinin gelecek sezonda güncel Premier League yıldız futbolcularının ve ikonik Premier League stadyumlarını ekrana getirebileceklerini düşünüyorum.

Son Söz

Ted Lasso konusu gereği futbolu sevmeyenler için bir önyargı oluştursa da dizi salt bir futbol dizisi olmadığından komedi türünden keyif alan herkesin rahatlıkla izleyip sevebileceği düşünüyorum. Dizi aynı zamanda, futbol izleyen ve futbol dünyasını takip edenlerin de gördüklerinde mutlu edecek birçok gönderme sunuyor. Komedi türüne biraz uzak durmayı seçmeme rağmen ben bu diziyi son zamanlarda en keyif aldığım iş olarak bulduğmu söylemekten çekinmiyorum.


Bizi Twitter’da takip etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Tayfun

Typhoon Lannister ama Baratheon hanedanına mensup.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu