Shazam! Fury of the Gods İncelemesi

Geçtiğimiz yılın sonunda James Gunn’ın DC Evreninin başına geçmesiyle, evrende birçok değişiklik oldu. İptal edilen projelerin yanı sıra birçok devam eden projelerde de değişiklik yapıldığı haberleri yapılmıştı. Ancak Shazam! Fury of the Gods yönetimdeki bu değişiklikten zarar görmemiş tek film. Zira filmin yönetmeni David F. Sandberg, teslim ettiği filmde yeni yönetimin herhangi bir değişiklik isteği olmadığını dile getirmişti. Filmi izlerken de bir değişiklik yapılmadığını hissediyorsunuz zaten. Tabii bunun en büyük sebebi; ilk filmde olduğu gibi DC evreninde olup, ana hikayelerden bağımsız bir yol izlemesi. Bu yüzden belki de filmin en büyük artısı öncesi ve sonrası belli olmayan DC evreninde kendi hikayesini anlatabilmek için daha rahat alan bulmuş olması. Filmin geneli bu sayede başarılı olsa da izlemeden önce artı ve eksilerini tartmanız gereken türden bir yapım. Yazının devamında sizlerin bu hesaplamayı yapmasına yardımcı olmaya çalışacağım.

Shazam! Fury of the Gods Filminin Konusu

Filmin konusunu kısaca özetlemek gerekirse; kendilerinden çalınan sihri aramak için Dünyaya gelen eski tanrıların, Shazam ve ailesinden intikam alma çabasını konu alıyor. Ancak ilk filmde olduğu gibi bunu yaparken aile bağları, yetişkinliğe ilk adımları ve süper kahramanlık alt temalarını filmin konusuyla çok güzel harmanlıyor. Özellikle aile bağları üzerine oldukça güzel bölümleri olsa da iş süper kahramanlık anlarına gelince “Eveeet, Süper Kahramanlar, Harikalar, Yeeeey” tarzında aşırılığa kaçılıyor. Her ne kadar bunu sevecekler olsa da birçok kişinin filmi fazla çocuksu bulmasına sebep olacaktır. Tabii bu durum ilk filmden çok da farklı olmadığı için, rahatlıkla ilk filmle kıyaslayabilirsiniz.

Karakterler ve Oyunculuklar

Önceki filme oranla ailenin kalan isimleri daha fazla süre alıyor ancak neredeyse tüm sahneleri ekip halinde olduğu için haliyle oyuncular kalabalık ekip içinde kayboluyor ve ön plana çıkma şansı bulamıyorlar. Performansları için kötü diyemem belki ama oldukça sıradan olduğunu söyleyebilirim. Öte yandan Zachary Levi yine bildiğiniz gibi, bu tarz karakterleri oynamak için doğmuş. Birçok kişinin merak ettiği Helen Mirren, Lucy Liu ve Rachel Zegler ise hem karakterleri hem oyunculuklarıyla güzel bir ekleme olmuş filme. Karakterlerden kısaca bahsetmem gerekirse, kısa kısa sahnelerle bile olsa karakterlerin duygu ve motivasyonunu izleyebilmek film için oldukça pozitif bir durum bence. Yönetmenin bu konuda karakterlere oldukça hakim olduğunu söylemek mümkün.

Yönetmenlik ve Görsel Efektler

Black Adam ve daha çıkmamış The Flash filmlerinin görsel efektlerinden pek hoşlanmayan biri olarak Shazam! Fury of the Gods beni bu konuda şaşırttı açıkçası. Muhtemelen bahsi geçen filmlerin yarısı kadar bütçesi olmasına rağmen görsel efektleri beni tatmin etti. Elbette mükemmel diyemem ancak Black Adam ve The Flash’ta olan CGI sahneleri girdiğinde filmin renk paletinin dahi farklı tonlara dönmesini burada görmediğim için mutluyum. Yönetmen David F. Sandberg zaten düşük bütçelerle de güzel işler çıkarabilen bir isim. Bu konuda teknik ekip kadar onun da parmağı olduğundan şüphem yok. Zaten kendisinin filmde senaryo dışında oldukça iyi bir iş çıkardığını söyleyebilirim. Süper kahramanlar, tanrılar, mitolojik yaratıklar ve her an karşılaşabileceğiniz popüler kültür göndermeleri. Açıkçası bu durumun popüler kültür severleri epey memnun edeceğini düşünüyorum.

Senaryo ve Kurgu

Filmin en beğenmediğim kısmı senaryosu. Hatta senaryosunun birçok bölümü çok iyi yazılmış olmasına rağmen senaryosu. Elinizde aile bağları üzerinden oldukça güzel anlattığınız bir hikaye var ama sona bir başka sahne yazıyorsunuz önceden yazmış olduğunuz tüm güzel bölümleri siliyor. Hikaye çözümlemesi için bir yöntem arıyorsunuz ama film boyunca defalarca göz önüne getirdiğiniz çözümleri görmezden gelerek anlamsız ve inandırıcı olmayan farklı bir yol izliyorsunuz. Açıkçası bunları yazarken senaryoyu sanki iki farklı kişi yazmış cümleleri aklımdan geçti ve filmin yazarlarına baktığımda gerçekten de iki farklı kişi tarafından yazıldığını gördüm. İzlerken de bunu sonuna kadar hissedeceksiniz, çünkü iyi bölümlerle kötü bölümlerin birbiriyle alakası yok. Öte yandan filmin kurgusu gerçekten çok akıcıydı. 130 dakika olduğunu filmi izledikten sonra öğrendim. Gerek aksiyon sahneleri gerek mizahı her şeyi kararında kullanmasının etkisi diyebiliriz.  

Son Düşünceler

Her ne kadar senaryosunda saçma olduğunu düşündüğüm bölümleri olsa da izlerken oldukça keyif aldığımı söyleyebilirim. Zaten bu bile beklentimden fazlasıydı. Yeri geldi güldürdü, yeri geldi duygulandırdı ama iki saati aşan süresine rağmen hiç sıkmadı. Yönetmen, yarattığı fantezi dünyasında oldukça başarılı olmasının yanı sıra aksiyon sahnelerinde de oldukça iyi iş çıkarıyor. Haliyle sinemadan çıkarken harika bir filmdi demesiniz bile oldukça eğlendiğinizi söylemeniz mümkün. Şu haliyle zaten tam bir süper kahraman filmi. Unutmadan, jenerik sonrası iki sahne bulunmakta. İki sahneyi de izlemek keyifliydi, bence beklemenize değer.

Bizi Twitter’da takip etmek için buraya, diğer yazılarımıza göz atmak için buraya tıklayabilirsin.