2021 yılını neredeyse geride bıraktık. Dünya gündeminin hemen yanında kültür-sanat gündeminin de doluluğunun hissedildiği bir yılın ardından, önemli festivallerin birer birer tekrar aktif bir şekilde ödül dağıtmaya başladığı bir süreçte bu seneyi sinemasal anlamda nasıl geçirdiğimizi ele alacağız. Pandeminin etkisinde gerçekleştirilen 93. Oscar Ödül Töreni’nden Spike Lee juri başkanlığında gerçekleştirilen 2021 Cannes Film Festivali’ne uzandığımız yazıda yılın öne çıkan filmlerine, festivallerdeki çarpıcı ödüllere ve yılın tür bazında en iyi filmlerine değindik.
Şüphesiz ki pandemi etkisinin ardından gerçekleştirilen kültürel etkinler, insanların hayatlarını biraz olsun neşelendirmek için iyi bir kaçış yoluydu ve dünyadaki en büyük eğlence-kültür etkinliklerinden birisi olan sinema da biraz olsun bundan nasibini almayı başardı. Özellikle Aralık ayında vizyona girip gişeyi sallayan Spider-Man: No Way Home, hasılat olarak yılın en çarpıcı filmi olmayı başardı. Sadece maddi olarak değil seyirci beğenisi anlamında da Rotten Tomatoes, IMDb gibi platformlarda yüksek puanlar alan film, gişe ve seyirci beğenisi dengesini başarılı bir şekilde kurdu.
Öte yandan MCU’nun “4. Faz” olarak adlandırdığı sürecin yeni filmleri, Spider-Man kadar büyük bir etki yaratamadı. Oscarlı yönetmen Chloé Zhao’nun Eternals filmi diğer Marvel filmlerinden farklılığı sebebiyle beğeni anlamında istenen seviyeye ulaşamadı. Black Widow ve Shang-Chi ise gişede sırasıyla 379 ve 432 milyon dolar hasılat elde edebildi.
Yine ana akım sinemaya baktığımızda, güncel serilerin devam filmlerini ve yıllar önce beğeni toplamış filmlerin devam filmlerini görmek mümkün. Beğenilen korku serisi Conjuring’in üçüncü filmi The Conjuring: The Devil Made Me Do It ve Godzilla vs. Kong bu yıl gösterime girenler arasındaydı. Öte yandan 1996 yılında vizyona girip Michael Jordan ve Bugs Bunny’yi bir araya getiren Space Jam’in yeni versiyonu Space Jam: A New Legacy ise bu kez LeBron James’i Looney Tunes karakterleriyle görmemizi sağladı.
Hayranların uzun süredir yayınlanması için kampanyalar düzenleyip direndiği Zack Snyder’s Justice League ise 2021’in Mart ayında HBO Max üzerinden yayımlandı. Dört saatlik filmi parçalara bölüp Joss Whedon’ın sinema kurgusundan çok daha fazla beğeni toplayan Zack Snyder’s Justice League, hayranların haykırışları sonucu Warner Bros’un ekstra bütçe vererek tamamlanmasının ardından sinema tarihine geçecek bir olayın yaşanmasına böylelikle vesile oldu.
Nisan ayında gerçekleştirilen 93. Oscar Ödül Töreni’nde ise geceye damgayı Chloé Zhao’nun Nomadland’i vurdu. Zhao, aynı zamanda Oscar kazanan ilk Asyalı kadın yönetmen oldu.
En İyi Kadın Oyuncu ödülünü Nomadland’deki doğallığıyla Frances McDormand kazanırken efsane oyuncu Anthony Hopkins ise En İyi Erkek Oyuncu ödülünü The Father’daki performansıyla kazandı. Avrupa sinemasının en önemli yönetmenlerinden Thomas Vinterberg’in Another Round filmi, En İyi Uluslararası Film ödülünün sahibi oldu.
Spike Lee’nin juri başkanı olduğu 74. Cannes Film Festivali ise her sene olduğu gibi dünya sinemasının farklı alanlarındaki filmlerine ev sahipliği yaptı. Büyük Ödül’ü kimin kazanacağının merak konusu olduğu festivalde, daha önce Raw filmiyle bizleri şaşırtmış Julia Ducournau’nun Titane filmi Altın Palmiye’yi kazandı. Birçok eleştirmen tarafından cüretkar bulunan ve Cronenberg’in Crash filmini anımsatan Titane, büyük ödülü kazanarak festivali takip edenleri şaşırttı. Uzun bir aranın ardından müzikal film Annette ile geri dönen Leos Carax, En İyi Yönetmen ödülünü kazandı. Adam Driver ve Marion Cotillard’ın başrolde olduğu film, müzikallerin yükselişte olduğu 2021 senesinin en çarpıcı işlerinden birisi olmayı başardı.
Sundance’de ödül törenin gözdesi, yılın güçlü filmlerinden CODA olurken Avrupa’nın diğer önemli festivallerinden Berlinale’de Altın Ayı’yı Romanya’dan Bad Luck Banging or Loony Porn filmi kazandı. Venedik’te ise Altın Aslan, Audrey Diwan’ın (Happening) ellerinde yükseldi.
Tür tür devam edecek olursak da korku sineması, film çeşitliliği bakımından her yıl olduğu gibi bu yıl da sevenlerini mutlu etmeyi başardı. Ünlü korku filmi serisi Halloween’in yeni filmi Halloween Kills, ekim ayında bizleri bir kez daha Michael Myers’ı beyaz perdede görmeye davet etti. Antlers, Malignant, Censor ve Candyman gibi türün başarılı örnekleri ise izleyenleri memnun etmeyi başardı.
Müzikal anlamında bereketli geçtiğini söyleyebileceğimiz 2021 yılının en başarılı işlerinden Tick, Tick… Boom!, Andrew Garfield’ın başarılı performansıyla izleyenleri etkiledi. Barındırdığı enerjiyi izleyiciye geçirmeyi başaran filmin yanında Cannes’da Leos Carax’a En İyi Yönetmen ödülünü getiren Annette ise görsel anlamda etkileyiciydi. Açıldığı sahneden itibaren bizi bir şovun içine sürüklediğini hissettiğimiz film, başarılı oyunculuklarıyla göz doldurdu.
Usta yönetmen Steven Spilberg’ün Aralık ayında vizyona giren ve 1961 yapımı klasik filmi beyaz perdeye tekrar uyarladığı West Side Story’si her ne kadar gişede batsa da sinemaseverleri yeniden büyüledi. Oscar Ödülleri’ne damga vurması beklenen film, Spilberg’ün ustalık eserlerinden biriydi.
Fast and Furios serisinin dokuzuncu filmi aksiyon severlerin sinemaya gitmesine bir kez daha vesile olurken, görsel efektleriyle büyüleyen Godzilla vs. Kong, yılın izlemesi en keyifli işlerinden bir tanesiydi. Night at The Museum ve Real Steel gibi filmlerinden tanıdığımız Shawn Levy’nin Free Guy’ı hem Ryan Reynolds’a hem de maceraya doyduğumuz bir filmdi. Daniel Craig’i James Bond olarak son kez beyazperdede gördüğümüz No Time To Die da vizyona girmeyi nihayet başardı. Bond külliyatına farklı bir boyut getirmekle kalmayıp serinin özüne de değer veren yeni film, Daniel Craig’e vedasını yaptı. John Wick esintileri taşıyan Nobody filmi, yılın tatlı sürprizlerinden bir tanesi oldu.
Bilim kurgu türünde senenin ağır topu şüphesiz ki yılın en çok beklenen filmlerinden biri olan Dennis Villeneuve’ün Dune filmiydi. Frank Herbert’in romanından daha önce David Lynch’in yönettiği (1984) bir adaptasyonunu izlediğimiz kitabın yeni adaptasyonu, proje aşamasından vizyona gireceği son güne kadar büyük bir beklenti oluşturmayı başardı. Oyuncu kadrosuyla göz dolduran film, sinemaları pandemi sonrası dolduran işlerden olmakla birlikte seyircinin beklentisini fazlasıyla karşıladı.
Animasyon alanında Disney itibarını konuşturarak bu yıl üç film yayımladı. Encanto, Luca ve Laya and The Last Dragon filmlerini yayınlayan Disney’in hemen arkasından gelen The Michells and The Machines beğeni toplamayı başardı.
Mubi’de gösterilen Dash Shaw’un Cryptozoo adlı eseri ise yetişkin animasyonlarına absürt bir boyut kattı.
Sinema dolu bir yılı daha geride bıraktık. 2022’ye girmeye hazırlanırken bizi seneye de iyi olabilecek işlerin beklediğini biliyoruz. Matt Reeves’in The Batman’i, The Lighthouse ve The Witch ile korku sinemasına taze kan getiren Robert Eggers’ın yeni filmi The Northman, Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden Nuri Bilgi Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne filmi ve Cannes kazanmış yönetmen Ruben Östlund’un Triangle of Sadness’ı şimdiden beklemeye başladığımız filmler arasında.
Pandeminin etkisinin azalarak bittiği ve iyi filmler izleyebileceğimiz bir yıl olması dileğiyle!
Unutmadan, 2021’de çıkmış tavsiye ettiğimiz diğer filmleri de buraya ekleyelim: Bergman Island, The Worst Person in The World, The Last Duel, Belfast, The Power of The Dog, The Hand of God, Passing, The French Dispatch.
