Never Have I Ever | Spoilersız 2. Sezon İncelemesi

İlk sezonu geçtiğimiz yıl bahar ayında yayınlanan Never Have I Ever, kısa bir aradan sonra ikinci sezonuyla geri dönüyor. Geçtiğimiz sezon severek izlediğim dizinin yeni sezonunu Netflix sayesinde erkenden izleme şansı yakaladım ve sizler için spoilersız bir şekilde inceledim.

Dizinin 2. sezon fragmanını izlemek için tıklayın.

Never Have I Ever 1. Sezon Özeti

Unutanlar olabileceği için öncelikle kısaca ilk sezonu özetlemek istiyorum. Dizinin ilk sezonunda babasının beklenmedik ölümünden sonra yaşadığı travma dolayısıyla kısmi felç olan Devi, okuldaki yüzme takımının kaptanı Paxton’ı görmesiyle yeniden ayağa kalkar. Hintli kökenleri ve sıradan Amerikalı bir genç olmak ile babasının kaybının kendisinde yarattığı travma arasında sıkışan Devi’nin yeni hedefi Paxton ile sevgili olmaktır.

Olaylar hayal ettiği gibi gelişmese de Devi, Paxton’ı etkilemeyi başarır. Ancak bu sırada çocukluğundan beri en büyük düşmanı olan Ben ile de yakınlaşmaya ve onun farklı bir yanını görmeye başlar. Bu iki erkek de kendisinden hoşlandığını dile getirdiklerinde Devi bir karar vermek zorundadır.

2. Sezonun Konusu

Yaratıcılığını ve baş yapımcılığını The Office dizisinden tanıdığımız Mindy Kaling’in üstlendiği Never Have I Ever’ın yeni sezonunda hem Paxton hem de Ben’in kalbini kazanmayı başaran Devi’nin gerçekten ne istediğini anlamaya çalışma yolcuğunu konu alıyor.

Sürpriz Anlatıcı

Geçtiğimiz sezonda Ben’in hayatını Andy Samberg’in anlatması gibi bu sezon da Paxton’ın hayatını ünlü bir isimden dinliyoruz. Bu, dizinin şüphesiz benim en sevdiğim yanlarından birisi. Tercih edilen ismi sürprizi bozmamak adına söylemeyecek olsam da beni duyduğum an oldukça güldürdü. Devi’nin anlatıcısı dahil olmak üzere diziyi anlatması için kağıt üzerinde bu kadar absürt duran isimleri düşünüp, ikna etmeyi başarmaları bile beni kesinlikle etkiliyor. Daha fazla dış sese ihtiyacımız var!

Karakterler

Benim dizinin ilk sezonunda izlemekten en keyif aldığım kısımlardan birisi Devi’nin annesi Nalini ve Devi arasındaki çekişmeli ilişkiydi. Bana annesinin tavırları Türk ailelerini de anımsattığı için kendi kültürümüze yakın bir şeyler izlemek hoşuma gitmişti. Ancak bu sezon, geçen sezonun bittiği anda başlamasına rağmen bu durum unutulmuş gibi hissettirdi.

Bir ya da iki sahne dışında annesinin Devi’ye ilk sezondaki kadar müdehale ettiğini görmüyoruz. Bunun yerine karaktere dizi içinde kendi öyküsünü vermeyi tercih etmişler. Bu tercihin de bir kısmını sevsem de fikrin tamamen fanı olduğumu söyleyemeyeceğim.

Annesinin yanı sıra Devi’nin kuzeninin de hikayesi yeni sezonda devam ediyor. Dizinin bu sezon en sevmediğim yanı da maalesef kendisi oldu. Çünkü tamamen ilk sezonun tekrarına düşen ve karakter gelişimi açısından oldukça zayıf bir hikaye yazılmış. Hatta dizinin finalinde geldiği nokta 3. bir sezon çekilirse 3. kez tekrara düşeceğine dair beni oldukça korkuttu.

Benim dizinin ilk sezonunda Paxton ve Ben ikilisi arasında favorim açık ara Ben’idi. Çünkü dizi ikisi arasındaki ilişkiyi hem epey eğlenceli şekilde aktarıyor hem de aralarında duygusal bir bağ oluşturabiliyordu. Bu sezon benim Paxton’ı da daha çok sevmemi sağladı. Sanırım bunun bir nedeni de dizide bu sezon en çok gelişen ve ilk sezondaki gibi tekrar etmeyen tek karakterin Paxton olması. Devi’nin gözündeki yakışıklı, sporda başarılı ve klişe liseli popüler erkek tiplemesini kırmayı başarıyor.

Bir paragraf önce Ben’in karakterini birinci sezonda çok sevdiğimden bahsetmiştim. Fakat bu sezon boyunca karakter geri plana atılıp üzerine de o kadar işlenemiyor ki finale geldiğimizde bu durum iyice sinir bozucu bir form alıyor. Daha İlk sezon boyunca karakterini yavaş yavaş tanıdığımız Ben, bir noktada dizinin en başındaki haline dönüyor. Bu olurken davranışları da kendi kişiliği değil de yaptığı bir rolmüş hissi uyandırıyor. Karakteri Paxton’ın aksine sadece Devi ya da arkadaşları etraftayken izlediğimiz için de daha önce izlediğimiz ve sevdiğimiz Ben’i sezon boyunca neredeyse hiç göremiyoruz.

Diğer karakterler üzerine de kısaca yorum yapmam gerekirse onların işlenişlerini de pek sevmediğimi ve genel olarak senaryo tercihleriyle sorunum olduğunu söyleyebilirim. Sürekli olarak benim gibi yazarlar 1 yıl aradan sonra ilk sezonu unutmuş ve senaryoyu öyle yazmaya başlamışlar gibi hissettim izlerken.

Genel Sezon Yorumu

Yeni sezon gayet hızlı şekilde açılıyor, sezon ortasına kadar da gayet keyifli şekilde ilerlemeyi başarıyor. Ancak fragmanlarda da gördüğümüz üzere Devi’nin hem Paxton hem de Ben ile sevgili olmaya karar vermesi fikri bu sezonu yürütmesi gereken nokta olmalıyken geriye götüren nokta olmuş. 10 bölüm içinde bu üçlü arasında sağlıklı bir iletişim kurulduğunu görmek neredeyse imkansız. Hatta sezon içindeki etkileşimleri de çok az sayıda bana göre. İlk sezon tamamlandığında arkamızda bıraktığımızı düşündüğümüz olay örgüsünün yeni sezonda tam olarak ilk sezonun bittiği sahneden, yani dizinin evreninde üzerinden hiç zaman geçmeden tekrara düşmesi özellikle rahatsız edici.

Kısaca Never Have I Ever’ın 2. sezonu ilk sezonun kötü bir versiyonu gibi. Onlarca farklı şekilde devam ettirilebilecek bir hikayenin bu şekilde yazılması da potansiyelini boşa harcanmış hissettiriyor. Devi’nin kuzeni gibi yan karakterler ana hikaye üzerinde ilk sezondan daha da alakasız noktalara geliyor. Kendi hikayeleri de iyi yazılmadığı için dizinin size hala neden o karakteri izletmeye vakit harcadığını anlayamıyorsunuz. Zaten dizi kısıtlı süresinde ana karakterlerine yeteri kadar vakit ayıramazken çok fazla yan karaktere sahip ve en küçük yere sahip olan karaktere bile bir hikaye vermeye çalışıyor. Bunun sonunda da 10 bölüm boyunca pek de fazla şey anlatamadan sezonu tamamlamış oluyoruz.

Son Olarak;

Never Have I Ever’ın 2. sezonu boş zamanınızda senaryodaki tekrarları umursamadan sadece eğlenmek için hala iyi bir tercih. Ancak önceki sezon ile tamamen uyumlu bir sezon beklentisindeyseniz sizi çok tatmin edeceğine inanmıyorum. Daha çok anlık olaylara odaklı yüzelsel bir yeni sezon veriyor dizi bize.

Gençlik dizilerini seviyorsanız Genera+ion, Dash and Lily, Shadow and Bone, Euphoria, High School Musical: The Musical: The Series, Fate: The Winx Saga incelemelerimize de gözatmayı unutmayın!