Luca Guadagnino’ya bu yıl Venedik Film Festivalinde “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandıran Bones and All filmini öngösterimle izleme fırsatı buldum ve sizler için spoilersız olarak inceleyeceğim. Hatta film hakkında çok bilgisi olmayanlar için bunu en düşük seviyede tutacağım. Çünkü bir noktada filmle ilgili ne kadar az şey bilirseniz beğenme ihtimaliniz o kadar yüksek.
Bones and All Filminin Konusu
Film, Taylor Russell’ın hayat verdiği Maren’ın insanlardan farklı olduğu dünyada yaşamaya çalışmasını konu alıyor. Bu bağlamda konusu oldukça klasik görünebilir ancak filmin açılış kısmından sonra adeta içinde bulunmak istemeyeceğiniz bir dünyaya yolculuk ediyorsunuz. Bu dünyada kim olduğunu bulmaya çalışan Maren’ın hikayesi, Lee (Timothée Chalamet) ile karşılaştıktan sonra benzerlerine pek fazla rastlamadığımız türden bir aşk hikayesine dönüşüyor.
Oyunculuklar
Taylor Russell’ı Dr. Bird’s Advice for Sad Poets filminde izlediğimde epey etkilenmiştim. Şans bulursa daha iyi performanslar çıkaracağına da güvenim tamdı ve Bones and All ile de bunu göstermiş oldu. Venedik Film Festivalinde “En İyi Genç Oyuncu” ödülünü alan Taylor, filmde Timothée ile beraber oldukça uyumlu bir görüntü sergiliyor. Ancak bence filmin en başarılı ismi iki başrol oyuncusu da değil. Mark Rylance’nin canlandırdığı Sully karakteri ekranda göründüğü her an o kadar başarılıydı ki, diğer oyuncular yanında sıradan kalıyordu.
Yönetmenlik ve Sinematografi
Belki de filmin en güçlü yanı yönetmenlik ve sinematografiydi. Luca Guadagnino’nun Venedik’te aldığı ödüle hiç şaşırmıyorum o yüzden. Kendisi atmosfer yaratmakta o kadar usta ki, filmin hemen hemen her sahnesinde sizlere tam olarak yaşatmak istediği duyguyu yaşatıyor. Ayrıca soluk film görünüşüyle gitgide kendi imza tonunu yakaladığını söyleyebilirim. Bu sayede hem filmin geçmiş olduğu dönemi hem de hem de yaratmış olduğu dünyadaki atmosferi çok iyi yansıtıyor. Tabii bu atmosferi yansıtırken prodüksiyon tasarımını ve filmin bestelerini övmemek elde değil. Luca Guadagnino; filmin bestecisi Trent Reznor ve prodüksiyon tasarımcısı Elliott Hostetter ile o kadar uyumlu çalışmış ki, sahnelerin açılışından kapanışına kadar olan sürede tempoyu ve tonu tam olarak istediği gibi yönlendiriyor.
Senaryo ve Kurgu
Tüm bu olumlu yorumlardan sonra negatif bir yorum yapmak istemezdim ancak filmin senaryosu büyük hayal kırıklığına uğrattı beni. Karakterlerin sürekli olarak kendileriyle çelişmeleri bir noktada kabul edilebilir belki ama birbirinden bağımsız üç farklı olay örgüsünün zorlama bir şekilde sonuca bağlanınca izlenmesi güç hale geliyor. Kaldı ki ana hikaye filmin bitmesinden yaklaşık yarım saat önce son buluyor ve sonrasında yan hikayeleri izliyorsunuz. Açıkçası film olarak kurgulanmasından çok farklı bir şekilde üç bölümlük dizi olarak kurgulanmış olsa belki de çok daha tatmin edici bir hikaye sunabilirdi. Ancak iki saatin sonunda elinizde büyümeyen, manasız bir hikaye kalıyor.
Son Düşünceler
Açıkçası filmi görsel olarak çok beğendim. Özellikle sahne kurgusunda kameranın aksiyona girmesi oldukça etkileyici ve benim için ilham vericiydi. Ancak senaryosu nasıl bir film izlediğim konusunda beni düşüncelere soktu. Hatta kimi zaman bazı sahnelerin film içindeki gerekliliği canımı sıktı. O yüzden çok sevebileceğim bir filmden ne yazık ki ortalama üstü diyerek ayrıldım.
Popgek’i Twitter’dan takip etmek için buraya, diğer yazılarımıza göz atmak içinse buraya tıklayabilirsiniz.
Bones and All (Kemikler ve Her Şey)
Genel Puan - 6
6
Başarılı oyuncu kadrosu ve etkileyici sahnelerine rağmen senaryosundaki zayıflıklar yüzünden eksik bir film olmuş. Filme parça parça baktığınızda ortada çok güzel bir iş var ancak o parçalar birbirinden çok ayrı duruyor. Kısacası güzel bir film ancak hikayesi yok.
