Daha önce Detective Comics serisini yazmış olan Scott Snyder, DC’nin New 52 girişimiyle ana Batman serisinin yazarı oldu. Bu serideki ilk işi de Court of Owls çizgi romanını yazmaktı. Bu çizgi roman, beklenen yeni Batman oyununa ilham kaynağı olacak kadar klasikleşti. Ülkemizde JBC Yayıncılık tarafından Baykuşlar Divanı ve Baykuşlar Şehri isimleriyle basılmış Court of Owls hikayesinin nasıl ve neden Batman markasının bu kadar önemli bir parçasına dönüştüğünü, bu yazı serimizde inceleyeceğiz.
Bu bölüm, hikayeyi bilmeyenler ya da unutanlar için bir özet niteliğini taşıyor. İlk çizgi romanın bizce en önemli anlarına bu bölümde değiniyor, ilerleyen bölümlerde hikayenin etkileyici noktalarını derinlemesine incelemeyi planlıyoruz.
Bruce Wayne’in İkili Yaşamı
Court of Owls hikayesi Batman külliyatına dokunan ve gizemlerinin tohumlarını atan bir şekilde başlıyor. Bruce Wayne ve Batman kendi yollarıyla insanlara yardım ediyor. Bruce, maddi açıdan bir uğraş içindeyken; Batman’i ise Arkham’daki büyük çaplı bir firarı engellerken görüyoruz. İkisi de ortak bir amaç için mücadele ediyor: Gotham’ı daha iyi bir yer yapmak. Ve hikaye boyunca ikisinin önüne de büyük engeller çıkıyor.
Hikayenin başında Bruce’u Batfamily ile içli dışlı bir şekilde görmekteyiz. Arkham’daki firarı durdurmaya çalışırken Nightwing ile çalışıyor, Gotham’ın önemli figürlerinin katıldığı bir partide ise şirketi Wayne Enterprise’ın yeni yatırım projesini duyururken Damian, Tim, Dick ve tabii ki Alfred yanında yer alıyor. Bu partide yeni, gizemli ve sonradan hikaye için çok önemli olacak biri ile tanışıyoruz: Gotham Belediye Başkan Adayı Lincoln March. March, Bruce’un yeni projesinden etkileniyor ve kendi de bir parçası olmak istediği için bir toplantı düzenlemelerini rica ediyor.
Wayne bir yandan da partide bile suçla olan savaşını biraz olsun duraksatmıyor. İlk sayı boyunca Dick’in Arkham’da suçluların arasına sızarken elektomanyetik Joker maskesi kullandığını, Bruce’un teknoloji ile ürettiği kontak lensi ile yeni bir sistemi test ettiğini görüyoruz. Partide de bu lens ile misafirlerin kimliklerini öğrenmekle kalmayıp Jim Gordon ve Harvey Dent arasında geçen bir telefon görüşmesini dudak okuma yazılımı ile takip ediyor.
Bruce olay yerinde Harvey’nin yanına katıldığında kimliği belirsiz bir ceset, duvarda “Bruce Wayne yarın ölecek” yazısı, baykuş sembollü bıçaklar buluyor. Bu sır perdesini aralamak amacıyla yaptığı DNA testinde ise bir başka gizem ortaya çıkıyor. DNA’nın sahibi Dick Grayson yani Nightwing’den başkası değil. Baykuşlar Divanı hikayesi işte böyle başlıyor. Bruce’un Gotham’ın geleceğine olan inancı, yatırımları ve kendini içinde bulduğu tuhaf olaylar ile.
Court of Owls ve Gotham’ın Geçmişi
Baykuşlar Divanı hikayesinin köşe taşlarından biri de Divan’ın geçmişle olan bağı ve buna karşılık olarak Bruce’un Gotham’ın geçmişi ile değil de geleceğiyle ilgileniyor olması. Bruce, kendi kendine tekrarladığı “Gotham nedir?” sorusunun cevabının anlamsız olduğunu, önemli olanın Gotham’ın ne olabileceği olduğunu düşünüyor. Yazımızda bahsettiğimiz partide Bruce bir konuşma yapıyor ve babasının kendisine söylediği bir sözü alıntılıyor: “Bruce; yarın yalnızca bir düş uzaklıkta.” Batman kimliğiyle kendisinin başına gelenler bir kez daha olmasın diye savaşırken bir yandan da babasının bu sözünden yola çıkarak Gotham’ın geleceğine yatırım yapıyor.
Wayne, ilk başta Court of Owls’un bir efsaneden ibaret olduğunu düşünüyor. Hatta Jim Gordon ve Bruce’un bildiği bir tekerleme de var: “Sakının Baykuşlar Divanı’ndan; gözleri daima üzerinizdedir, hükmederler Gotham’a, kara bir tünek ve betonların ardından. Daima izlerler yüreğini, daima gözlerler yattığın yeri, fısıltıyla dahi bahsetme onlardan, yoksa Talon’u yollarlar, gelir alır kendini.” Bruce ve Jim Gordon arasında geçen bir diyalogda bu tekerlemeyi duyuyoruz. Bruce daha sonrasında Jim’e Divan’ın bir efsane olduğunu söylüyor; Divan’ın gerçek olabileceğini reddediyor. Özoğlu gibi gördüğü Dick Grayson’ın şüpheli olduğu bir davada bile Batman, her şeyin mantıklı bir açıklaması olduğunu düşünmek istiyor.
Divan Hakkındaki Gerçekler
Bruce ne kadar gerçek olmadıklarını düşünse de Court of Owls, en az Batman kadar gerçek ve Gotham’ın tarihini şekillendiren bir grup. Cinayet mahallinde bulunan baykuş sembollü bıçaklardan sonrasında Bruce’un Divan ile olan bir sonraki karşılaşması, Lincoln March ile yaptığı toplantı sırasında Talon’un saldırısı ile oluyor. Wayne ve March saldırıdan kurtuluyor ancak bunun bedeli Bruce’un Divan hakkındaki düşüncelerinin değişmesi oluyor.
Divan, Gotham’ın geçmişine kök salmış ve gelişmelerini engelleyen bir grup. Çok geçmeden Bruce’un büyükdedesi ve Gotham şehrinin mimarı Alan Wayne’in peşine takıldıklarını öğreniyoruz. Alan Wayne, paranoyak bir şekilde Divan’dan kaçmaya çalışıyor ve yardım dilenirken her yerde olduklarını belirtiyor. Evinin içinde bile. Bruce’un Divan hakkında yaptığı keşiflerden biri de böyle gerçekleşiyor. Batman, Wayne’lere ait olan evleri inceliyor ve Alan Wayne ile bir bağlantısı olanların her birinde Court of Owls’a ait eşyalar buluyor. Bunca zamandır varlığını reddettiği Divan hakkındaki gerçekler aslında Wayne’in burnunun dibinde ortaya çıkıyor.
Court of Owls Yarasa Avında
Batman’in Divan hakkındaki araştırmaları öyle bir noktaya ulaşıyor ki olaylar tekerlemedeki gibi gerçekleşiyor. Batman, Gotham’ın yeraltı şebekesinde Court of Owls’a dair ipuçları ararken bir kez daha Talon’un saldırısına uğruyor ve bilincini kaybediyor. Gözlerini tekrar açtığında ise kendini Divan’ın pençesi içinde buluyor, insanları delirtmeye yönelik bir labirentin içinde.
Wayne’in labirente düşmesinden 2 hafta sonraya geçiyoruz. Gotham’a bir keder hakim ancak Jim Gordon ve Batfamily, iki haftadır bir haber alamasalar da Bruce’un yaşadığına inanıyorlar. Bu sırada Divan’ın Bruce’un akıl sağlığına verdiği zararı görüyoruz. Kendi içindeki konuşmalarından korkusunu anlıyoruz. Çizgi romandaki paneller gittikçe sürreal bir hal alıyor ve bir noktada sayfa, normal çizgi romana göre yan ve ters bir hal bile alıyor. Bir noktada Bruce, sıra sıra tabutlar buluyor; bu tabutların üstlerindeki fotoğraflardan Divan hakkında bir çıkarımda bulunuyor: Divan yıllardır insanları kaçırıyor ve Talon’a çevirmek için beyinlerini yıkıyor.
Labirentten Kaçış
Labirentte mental olarak gittikçe zayıflayan Batman, Divan’ın gözleri önünde Talon ile kapışıyor. Gördüklerinin sonucunda Bruce öfkelenerek başta kötü başladığı kavgada Talon ile arasını kapatıyor. Ancak ne kadar öfkeden deliye dönmüş gözükse de, tetiklediği kimyasal bir tepkime ve patlama sonucu labirentten kaçmayı başarıyor.
Kaçışının ardından Bruce, yavaş yavaş kendine gelmeyi başarıyor. Divan’ın labirentinde gördüğü ve yaşadığı şeylerden sonra Bruce’un Dick ile kişisel bir konuşma yapması gerekiyor; Talonlar’ın yaşlandırmayı engelleyen bir implant sayesinde yıllardır hayatta kaldığını açıklıyor. Bu noktada her şey hikayenin başındaki kimliği belirsiz kurbanın ve Dick Grayson’ın DNA’sının bulunduğu olay yerine bağlanıyor. Divan zamanında Dick’i sirkte izlemiş ve kendisini Talon’a çevirmeyi planlayarak yaşlanmasını engelleyecek implantı yerleştirmiş. Kurbanın da son Talonların eğitmeni olduğu ve bu yüzden Dick’i görmeye gittiği ortaya çıkıyor.
Divan’ın Son Saldırısı
Bruce’un, Court of Owls ile olan defteri kapanmıyor. Batman’i ellerinden kaçırmalarının ardından Divan, Gotham’a ve Batfamily’e son bir saldırı düzenliyor. Bu uğurda sahip oldukları tüm Talonları şehre salan Divan, bir zamanlar olduğu gibi tekrar Gotham’ım kontrolünü ellerine almayı planlıyor.
İki ciltten oluşan Baykuşlar hikayesinin ilk cildi, Baykuşlar Divanı hakkındaki yazımız burada sonlanıyor. Yazı serimizin bir sonraki bölümü olan Baykuşlar Şehri yazısında görüşmek üzere.
