Oyunİnceleme

Death Stranding İncelemesi

Death Stranding, fragmanı ile büyük olay yaratan ve oyun dünyasını ikiye bölen bir oyun. Oyunun çıkışından iki yıl geçmiş olsa da hala içerik konusunda yeni güncellemeler alıyor. Ben de geçtiğimiz günlerde bunların ışığında oyunu bitirdim ve ikinci yılında Death Stranding oyun dünyasında nasıl bir yere sahip bir fikir verebilmek adına sizler için spoiler içermeyecek bir şekilde inceledim. Keyifli okumalar dilerim.

Death Stranding oyuncuların da çok sevdiği ve saygı duyduğu Hideo Kojima’nın son eseri. Kojima’nın kendisi de tıpkı Metal Gear Solid oyunlarında olduğu gibi Death Stranding ile yeni bir tür oluşturmayı hedeflemiş. O türe de Kojima tarafından ‘’Action Strand Game’’ adının verildiğini biliyoruz. Beklendiği üzere Death Stranding hem oynanışı hem de harika işleyen mekanikleri ve bir o kadar da komplike sayılabilecek hikayesi ile ön plana çıkan bir yapım. Sizlere bu incelememde hikaye, oynanış ve oyun içinde yer alan müzikleri anlatacak ana başlıklarla ilerleyeceğim.

Death Stranding’in Konusu ve Hikayesi

Death Stranding klasik diyebileceğimiz insanlığın ve dünyanın yok oluşunun eşiğinde olduğu bir hikayeyi bizlere aktarıyor. Ancak klasik dediğime bakmayın, Hideo Kojima kendinden de beklendiği gibi inanılmaz bir hayal gücüyle bu hikayeyi aktarmış. Öyle ki zaman zaman kendinizi ağzı açık bir şekilde bulmanız mümkün. Hikayemizin ana kadrosu yıldızlar geçidi gibi: Norman Reedus, Lea Seydoux, Mads Mikkelsen, Troy Baker ve daha niceleri bu oyunun içerisinde inanılmaz bir iş çıkarıyorlar. Ana karakterimiz ve Reedus tarafından seslendirilen Sam bir kargocu ve yok olmaya yüz tutmuş bu evrende insanlar saklandıkları yerlerden çıkamazlarken ihtiyaçlarını ve isteklerini kargocular ulaştırıyor. O yüzden kargocular bu hikayede inanılmaz bir öneme sahipler.

Death Stranding - Hideo Kojima - Norman Reedus - Lea Seydoux - Sam Porter Bridges
Death Stranding

Oyunun ilk yarısına kadar oyun sizin için çoğu soruyu cevaplamaktan kaçınıyor, genelde soru üstüne soru sordurtmayı sağlıyor. Bu da oyunun ilk yarısını oynayanlar için sıkıcı yapabilir çünkü en başta sorduğunuz soruya hala cevap alamayınca oyuna devam etmek için motive olacak kaynağı bulmak güçleşiyor. Ancak oyunun asıl kısmı bu sekanslardan sonra başlıyor diyebilirim. Tek tek bütün sorularınıza yanıt buluyorsunuz. Ancak bir o kadar da gizemli ögeler ve sorular işin içine giriyor. Gizem unsuru ise aslında çok da gizemli değil, çünkü Death Stranding oyunun oldukça tahmin edilebilir bir hikayesi var.

Ama oyunun olayı o hikayenin nasıl işlendiği ve size bambaşka bir deneyim sağlamakla alakalı. Oyunun hikayesinin temelinde Sam adlı karakterimiz ile ‘’Kiral Ağ’’ denilen bu ağı Birleşik Devletler’in en doğusundan en batısına yaymanız gerekiyor. Ve bu yolculuk; içinde yeni şeyler öğrendiğiniz keşfettiğiniz, içinde bulunduğunuz oldukça ilginç olaylara tanıklık ettiğiniz, kimi zaman da doğrudan müdahale ettiğiniz bir şeklinde devam ediyor.

Death Stranding - Hideo Kojima - Norman Reedus - Lea Seydoux - Sam Porter Bridges
Death Stranding

Oynanış

Şu ana kadar bakıp hayran olabileceğiniz en tatmin edici ve üzerine düşülmüş oynanışlardan birine sahip Death Stranding. Öyle ki oyun dışardan bakıldığında aslında basit bir kargoculuk veya yürüme simülasyonu şeklinde görünüyor. Ama Death Stranding’i oynadığınızda görüyorsunuz ki işin temeli önünüze çıkan engelleri aşmanız üzerine kurulu. Oyunun göreviniz dışında size almanızı istediği merdiven, tırmanma kazığı gibi eşyaları en aktif şekilde kullanarak ilerlemeniz gerekiyor. Yoksa diğer türlü işiniz oldukça zor. Oyunun başlarında bunlara çok da ihtiyaç duymayıp ‘’Ya bu muymuş?’’ şeklinde beyanlarınız olabilir. Ancak yukarda da yazdığım gibi asıl oyun beş saatin ardından başlıyor.

Engeller giderek daha da zorlaşıyor ve belli bir limiti yok; heyecan, aksiyon, gerilim, zorluk ilerlediğiniz sürece artmaya devam ediyor. Bu da sizi sürekli olarak dikkatli ve temkinli olmaya zorluyor. Tabii ki esasında dediğim gibi kargocusunuz ancak kargolarınızı korumanız artık hayat memat meselesi haline geliyor. ve oynanış ile harmanlanınca ortaya inanılmaz bir iş çıkıyor. Hem detayları ile hem de size hissettirdikleri ile Death Stranding harika bir oynanışa sahip.

Death Stranding - Hideo Kojima - Norman Reedus - Lea Seydoux - Sam Porter Bridges
Death Stranding

Oynanışın en büyük eksikleri ise aslında oynanışa yakışmayan bölüm tasarımlarından kaynaklanıyor. Death Stranding, keşfedebileceğiniz, karakterinizi göz önünde bulundurabileceğiniz 3. şahıs kamera açısı ile oynadığınız bir oyun. Ancak zaman zaman bazı bölümlerde bu kamera açısı kullanımı ve seçimi o kadar anlamını yitiriyor ki bıkkınlık geçiriyorsunuz. Gerçekten bu bölümü bu şekilde tasarlamak kimin fikriydi diye düşünmenize sebebiyet veriyor.


Diğer bir sorun ise ‘’Boss’’ savaşları. Baştan söylemem gerekirse boss savaşlarının hiç bir çeşitliliği veya merak unsuru yok. Sadece ilk kez gördüğünüzde heyecanlanıyorsunuz, ondan sonra hep aynı ve düz bir çizgide ilerliyor ve yeterince ilginçleşmeyip bu çizgiselliklerini korudukları için aslında boşa zaman kaybı olarak nitelendirebileceğiniz bir konuma geliyor.

Death Stranding - Hideo Kojima - Norman Reedus - Mads Mikkelsen - Sam Porter Bridges
Death Stranding

Müzik

Hideo Kojima’nın diğer oyunlarını yani Metal Gear Solid’leri oynayanların hikayenin ilginçliğinin yanı sıra överken şüphe etmeyecekleri diğer bir önemli nokta ise o oyunun müzikleridir. Death Stranding bir oyun içerisinde ne kadar iyi müzik ve soundtrack barındırabilir sorusunun canlı bir kanıtıdır. Boss savaşlarından tutun, sakin bir şekilde yürüdüğünüz ovalara kadar her müzik oldukça başarılı.

Oyunun “Online” Elementleri

Yavaş yavaş konuyu toparlamadan önce oyunun oyun dünyasına getirdiği en büyük yeniliklerden birinden de bahsetmek istiyorum. Bunu bir kaç kelime ile tanımlamam mümkün değil ama kısa bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Death Stranding özünde hikaye odaklı tek kişilik dediğimiz hikayeli bir oyun. Ancak oyunun getirdiği farklı bir online oynanış mekaniği mevcut. Peki nedir bu online oynanış mekaniği derseniz açıklayayım: oynanış kısmında da bahsettiğim gibi en basitinden merdiven ve tırmanma kazıkları ile engelleri aşmanız gerekiyor. Ve bu oyunda daha doğrusu kendi oyununuzu oynarken başka oyuncuların da yapmış olduğu tırmanma kazıklarını, merdivenleri, yolları, kayma halatlarını görebiliyorsunuz. Diğer oyuncuların araçlarını kullanarak eşsiz bir deneyim yaşıyorsunuz.

Bu mekanik, sanki başkalarıyla beraber birbirinize fazlasıyla aktif şekilde yardım ettiğinizi düşündürerek oynanış açısından güzel bir his veriyor. Şahsen ben oynarken bir karayolunu başka bir oyuncu ile birbirimizi hiç görmeden beraber tamamlamıştım. Bunun insana verdiği tatmin, açıkçası başka oyunlarda kolay kolay bulamayacağınız bir his. Oyunun üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala aktif bir şekilde oynayan kitlesinin de yardımıyla Death Stranding size oldukça özel bir deneyim yaşatıyor. Oyunu oynarsanız bu yönünü oldukça beğeneceğinizi düşünüyorum.

Death Stranding İçin Son Yorumlar

Genel olarak toparlamam gerekirse Death Stranding oyun dünyasına yeni bir soluk getiren, genele hitap etmeyen cesur bir yapım olmakla birlikte, ne kadar klasik bir hikayesi ve sonu olsa da işlenişi, oynanışı, müzikleri ve tabii ki inanılmaz işlenmiş karakterleri ile akıllarda yer edinmeyi başaran bir oyun olmuş.

Oyun incelemelerimizden haberdar olmak için buraya tıklayarak Steam Küratör hesabımızı takip edebilirsiniz.

Death Stranding

Puan - 8.5

8.5

Oldukça İyi

Death Stranding herkese hitap etmese de yeni bir oyun tarzına cesur bir yaklaşım sergileyen, oldukça farklı bir deneyim sunan bir oyun olmuş.

Bir Yorum

  1. Kojima’nın oyunun sonuna doğru aldığı kötü kararlara rağmen çok eğlenerek oynadığım bir oyundu. Yürüme simülasyonu diyerek kenara atan birçok insan, oyuna adım attığında çok daha farklı ve her anında ayrı bir mücadele olan oyuna çok haksızlık ediyor. Şaheser olmasa da kesinlikle deneyimlenmesi gereken oyunlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu