Diziİnceleme

Fate: The Winx Saga | 1. Sezon İncelemesi

Winx Club şüphesiz ki 2000’lerin başında tüm dünyada büyük yankı uyandıran çizgi dizilerden birisiydi. Hal böyle olunca Netflix tarafından diziye uyarlanılacağı duyurulduğu andan itibaren Fate: The Winx Saga çok konuşulan projelerden biri oldu. Henüz seyirciyle buluşmadan izleme fırsatını yakaladığım diziyi ve Winx Club ile arasındaki farkları spoilersız bir şekilde sizler için kaleme aldım.

İncelemeye başlamadan önce birkaç kısa bilgi vermek gerekirse Fate: The Winx Saga, The Vampire Diaries dizisinin de yapımcı ve senaristlerinden olan  Brain Young tarafından uyarlandı. Dizinin oyuncu kadrosunda ise Abigail Cowen, Hannah Van Der Westhuysen, Precious Mustapha, Eliot Salt ve Elisha Applebaum yer alıyor. Dizi, toplamda yaklaşık 50’şer dakikalık, 6 bölümden oluşuyor.

Fate: The Winx Saga Konusu

Alfea’daki diğer herkesin aksine Bloom, Otherworld’den değil Dünya’dan gelmektedir. Bir gün annesine sinirlenmesiyle güçleri açığa çıkan Bloom, neredeyse ailesinin ölümüne neden olur. Bu olayın ardından dehşete kapılan Bloom evi terk edip, terk edilmiş bir depoda yaşamaya başlar. Aynı zamanda Otherworld ve Dünya arasındaki geçiş noktalarından biri olan bu depoda Alfea’nın müdiresi Farah kendisine rastlar ve ona aslında bir peri olduğunu, güçlerini kontrol etmeyi Alfea’da eğitim almaya başlayarak öğrenebileceğini söyler.

Bunun üzerine Bloom ailesine Alfea’nın dünyanın öbür ucundaki bir lise olduğunu söyleyerek Otherworld’de, Solaria adındaki bir ülkede yer alan Alfea kolejine peri güçlerini kontrol etmeyi öğrenmeye gider. Fakat Bloom Alfea’da zaman geçirmeye başladıkça gerçeğin Farah’ın ona bahsettiğinden çok daha fazlası olduğunu keşfetmeye başlar.

Winx Perilerinin Güçleri

Dizide Bloom ateş, Terra doğa, Aisha su, Musa zihin, Stella ise parlak güneş perisi olarak karşımıza çıkıyorlar.

Ana Hikaye Değişiklikleri

Fate: The Winx Saga, Winx Club’taki pek çok noktayı değiştirme yoluna gidiyor. Eğer animasyona hakimseniz kendinizi diziyi izlerken burada x’i alıp değiştirmişler, şurada ise y değiştirilmiş diye takip ederken buluyorsunuz. Bu değişikliklerden bazıları yerinde ve mantıklı, bazıları karakter değişiklikleri nedeniyle mecburi, bazıları ise sizi hikayeyi olduğu gibi göremeyeceğiniz için hayal kırıklığına uğratıyor.

Örneğin Bloom’un ana hikayesinde yapılan değişiklikler beni bir miktar üzdü. Bence hikayenin ilk sezondaki en etkileyici anlarına Bloom’un orijini ile ilgili sahnelerde tanıklık ediyorduk.

Romantik ilişkilere geldiğimizde yaratılan bir ilişkiyi çok sevdim ve bu konuda orijinale bağlı kalmadıkları için çok mutlu oldum. Umarım devam sezonlarında da bu ikiliyi ayırmazlar. Fakat yaratılan diğer ilişki dinamikleri açıkçası bana biraz anlamsız geldi.

Fate: The Winx Saga ve Winx Club Arasındaki En Büyük Farklılıklar

Temel Karakter Değişiklikleri:

Çocukken Winx Club izleyenlerin hatırlayacağı üzere Winx, ilk sezonunda 5 peri kızının dostluklarını ve yaşadıkları maceraları konu alırken, 2. sezonunda Aisha’nın da aralarına katılmasıyla 6 kişilik bir gruba dönüşüyor ve devam eden sezonlarda da bu sayıyı koruyordu.

Fate: The Winx Saga’da ise Winx Club’a benzer şekilde 5 peri kızına odaklanılsa da çizgi dizide ana karakterlerden olan Flora ve Tecna dizide yer almıyor. Flora’nın yerini dizide bir noktada Flora adında bir kuzeni olduğundan bahseden Terra alıyor. Aisha’nın ilk sezonda yer alması ise benim, Tecna’nın belki de ikinci sezonda diziye dahil olabileceğini düşünmemi sağlıyor.

Kızların dışında ise dizide uzman sayısında fark edilir miktarda bir azalma görüyoruz. Öyle ki Sky ve Riven haricinde çizgi diziden tanıdığımız hiçbir uzman Fate’te yer almıyor.

Bunların yanı sıra Aisha ve Sky da dizide kraliyet ailesine mensup durumda değiller. Dizide şu an için sadece Stella orijinalinde de olduğu gibi Solaria’nın prensesi konumunda.

Karakterlerin Kişiliklerindeki Değişiklikler:

Karakterlerin çoğu genel olarak orijinalindeki kişilik özelliklerini koruyorlar. Dizide karakteri en belirgin derecede değiştirilen isim Stella. Stella’nın sıcakkanlı, heyecanlı, konuşkan ve modaya düşkün hali bana göre üzücü derecede değiştiriliyor. Bunun temel nedeni ise dizideki drama miktarını arttırabilmek. Stella’nın kostümlerinin fragmanların ardından çok eleştirildiğini gördüğüm için şunu da belirtmek istiyorum ki karakter bir prenses olduğu için buna uygun bir şekilde giydirilmek amaçlanmış. Giyimine diğer Winx üyelerinden daha çok özen göstermeyi ve her fırsatta üzerini değiştirmeyi sürdürüyor bunun haricinde. 

Stella’nın yanı sıra büyük bir karakter değişikliğine uğrayan bir diğer karakter ise Riven. Merak etmeyin, Riven hala aynı serseri yapılı kötü oğlan fakat bu kez Sky’dan nefret etmiyor hatta onun en yakın arkadaşı.

Evrendeki Genel Değişiklikler:

Winx Club’ta çok basit bir sistem vardı ki periler Alfea, uzmanlar Kızılçeşme, cadılar ise Bulutlu Kule’de eğitim görüyorlardı. Fate: The Winx Saga’da ise bunun aksine Alfea, hem uzmanlar hem de perilere eğitim veren ve cinsiyet ayrımı yapmayan bir okul. Bence mantıklı da bir tercih çünkü bu çizgi dizinin aksine karakterlerin birbirleriyle karşılaşmaları için çok önemli bir şey olması ve uzmanların Alfea’ya gelmesi gerekmiyor.

Winx Club evreninde pek çok gezegen bulunuyor ve bu gezegenler krallık olarak yönetiliyordu. Bu durum da evrenin uçsuz bucaksız bir genişlikte kullanılabilmesine neden oluyordu. Yeni dizi uyarlamasında ise Solaria, Eraklyon gibi gezegenlerin bu evrende birer ülke olduğunu görüyoruz.

Alfea ise Magix yerine Stella’nın prensesi olduğu ve kraliçe Luna tarafından yönetilen Solaria’da yer alıyor.

Otherworld, Winx Club’ın aksine Dünya’dan daha gelişmiş bir teknolojiye sahip de değil. Öğrenciler sıradan insanlara benzer şekilde selfie çekip, mesajlaşıp, Instagram’da fotoğraf paylaşımları vs. yapıyorlar.

Peri ve Uzmanların Özellikleri:

Alfea’da eğitim alan periler ve uzmanlar, orijinal dizinin aksine Fate: The Winx Saga dizisinde hem kadın hem de erkek olabiliyor. Erkek peri öğrenciler ve kadın uzmanlar izlemek de size hoş bir deneyim sunuyor.

Perilerin güçleri biraz daha mantık çerçevesine oturtulmaya çalışılmış. Öyle ki Winx Club’da Tecna teknoloji, Musa ise müzik perisi olabilirken Fate: The Winx Saga’da peri güçleri elementlerden geliyor. Bu nedenle Musa ve Aisha’nın güçleri de değiştirilmiş. Fakat bu değişiklikler farklı noktalardan karaktere yedirilmiş bu nedenle örneğin Musa’yı müzik perisi olduğu için değil fakat zihin perisi olduğu için yine sürekli müzik dinlerken görebiliyoruz.

Winx’in büyük bir parçası olmasına rağmen dizide peri dönüşümleri yer almıyor. Bu konunun nedeni de dizinin ilk bölümünde açıklanıyor. Açıkçası her ne kadar peri dönüşümlerini izlemek, tüm o kostümler ve kanatlar çizgi diziye güzel bir hava katsa da live-action uyarlamaya dahil edilmiş olsaydı da garip duracağı fikrindeyim. Çünkü hem dönüşümün bütününü düzgün bir mantığa oturtmak zor (Örneğin bir savaşın ortasında dönüşürken farklı bir yere mi geçiş yapılıyor? Öyleyse nasıl? Öyle değilse düşman neden saldırmıyor?) hem de bir sürü karakteri uçurmak ve hepsine çeşitli kanatlar eklemek masraflı bir iş.

Yeni Karakterler

Flora ile çok fazla benzeştiği için yeni karakter demeli miyim emin olamadığım Terra, dizinin en cana yakın karakteri. Flora’yı latin yerine beyaz birinin canlandırmasının ne kadar doğru olduğu konusunun tartışmaya açık olmasıyla birlikte Terra’nın fiziksel özelliklerinin kendisinin özgüven problemleriyle daha iyi bağdaştığına inanıyorum. Flora kadar güzel, alımlı, uzun ve cana yakın birinin kendisini pek güzel bulmaması ve çekingen olması çocukken bile bana garip geliyordu.

Beatrix, diziye hem moda hem hikaye temposu açısından çok fazla şey katan bir karakter. Winx dizisi olduğu için herkesin çok tarz kıyafetler beklediğini bildiğim dizide gerçekten güzel giyinen tek kişi gerçekten de kendisiydi sanırım. Fakat Winx Club’ın da ilk sezonunda da sıradan kıyafetler tercih edildiğini hatırlatarak umutları devam sezonu için yüksek tutmanın yardımcı olabileceğini düşünüyorum. 

Dane kötü yazılmış, bu yüzden de herhangi bir açıdan ne olduğuna ya da ne yapmaya çalıştığına anlam veremediğim bir karakter oldu. Nereye çeksen o yana giden, abisini/ablasını taklit etmeye çalışan çocuklara benziyordu tüm sezon boyunca.

Sam kesinlikle dizinin Winx evrenine eklediği en iyi şey. Kendisini sonsuza kadar korumamız ve gerekirse kızların hepsini bu uğurda harcamamız gerektiği kanısındayım. Hatta 6. Winx üyesi olarak kendisini gruba dahil edilse hayır demem, zira kendisi zaten dizide yakından tanıdığımız tek erkek peri. Aynı zamanda da Terra’nın kardeşi. Terra gibi kendisi de bir doğa perisi ve maddelerin içinden geçebilme yeteneğine sahip.

Dizide Winx Club’tan tanıdığımız hiçbir öğretmen en azından kendi ismiyle yer almıyor. Faragonda’nın yerini Müdire Farah Dowling almış durumda ki karakteri Faragonda ile örtüşüyor. Farah haricinde okulda eğitim verdiğine şahit olduğumuz sadece 2 hoca daha var ve bunlardan biri Terra’nın babası. Diğeri ise uzmanlardan sorumlu olan Silva. Live-action bir dizide okulun içinde dolaşırken bile başka hiçbir öğretmen görmememiz açıkçası garip bir durum. Çünkü buradan yapılacak çıkarım 2 ayrı fakülteye sahip devasa bir lisede sadece 3 kişinin eğitim verdiği. Bunun da mantığa oturur pek bir yanı yok.

Genel Yorumum

Öncelikle kesinlikle vurgulamam gereken nokta dizinin bölüm sayısı ve süresi çok doğru şekilde belirlenmiş. Ne çok kısa ne de çok uzun bir iş çıkmış ortaya. Genel olarak akıcı da bir yapısı var. Bir sonraki bölüme geçmenizi sağlıyor, eğer vaktiniz varsa bir oturuşta bitirebileceğiniz bir dizi olmuş.

Bunun haricinde hiç Winx Club izlememiş ve fantastik gençlik işlerini sevenlerin bu diziyi de seveceğine inanıyorum. Netflix’in çok izlenen işlerinden birisi olacağına da eminim.

Sosyal medyada dizideki sızıntılar ve fragmanlardan yola çıkarak çok karanlık ve yetişkin içerikleri içeren bir dizi bekleyen ve bu yüzden sinirlenenler olduğunu gözlemlediğimden şunu da belirtmeliyim ki bu durum pek söz konusu değil. Madde kullanımı Winx Club bir çocuk çizgi dizisi olmasa madde kullanmasını bekleyeceğiniz karakterler tarafından kullanılıyor. Herhangi cinsel bir içerik de dizide zaten yok.

Benim Winx kızları arasından dizide en sevdiğim karakter orijinalinde hiç ilgimi çekmemesine rağmen Aisha oldu. Grup içinde gerçekten aklı başında ve sürekli mantıklı hareket eden tek karakter de kendisi. Fakat kendi karakterine ve karakter gelişimine maalesef çok fazla odaklanılmıyor.

Dizinin potansiyeli olduğu fakat bu potansiyele ulaşamadığı görüşündeyim ki bu konudaki en büyük engel senaryo yazımı. Netflix’in yeni sezonda senarist değişikliği yaparak bu diziyi daha iyi bir yere getirebileceğine inanıyorum çünkü ne oyuncular, ne mekanlar ne de dizinin tonu rahatsız edici derecede kötü. Sadece ortada tembel bir yazım var. Öyle ki tam sezon finalinde demek ki izlediğimiz Winx değildi, şimdi Winx’e dönüştüler ve biz de ikinci sezonda asıl ekip olmuş hallerini izleyeceğiz derken dizi, son 10 dakikaya girdiğinde 6 bölümün tamamında olmadığı kadar fazla olayın aynı anda yaşandığını göstermeye çalışıyor size. Bunları sezonun tamamına yayamamış ve aceleci bir halde vermeye çalışmaları da benim heyecanlanmama neden olmadı.

Yine senaryo yazımından kaynaklı olarak karakterlerin birbirleriyle iletişimleri ve arkadaşlık ilişkilerini kurmaları çok aceleci bir şekilde oluyor. Bu da devam sezonunda giderilebilecek bir problem fakat dizi bu sezonda kesinlikle Winx’in ana temalarından birini ıskalamış oluyor. 

Son Olarak;

Fate: The Winx Saga izleyeceğiniz en iyi dizi olmasa da bir şansı hak ediyor. İçinde sevebileceğiniz ve sevmeyebileceğiniz pek çok farklı öge barındırmasına rağmen bu dizi akıcılığı ile keyifli birkaç saat geçirmenizi sağlayabilecek potansiyele sahip.

Fate: The Winx Saga • Winx Efsanesi: Kader

Puan - 5

5

Binge Watchlık

Fate: The Winx Saga; akıcılığıyla tek oturuşta bitirebileceğiniz, sevilebilir birçok noktası olan başarılı bir gençlik dizisi.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu