EdebiyatİncelemeKitap

Tüm Panayırların Heyulası

Kayıp Rıhtım’ın ilk öykü antolojisi Tüm Panayırların Heyulası, İthaki yayın evinin basımıyla öykü severlerle buluştu. Ucube, garip ve dışlanmışların öykülerini bir araya toplayan Tüm Panayırların Heyulası; fantezi, bilimkurgu, korku, distopya ve polisiye türlerinde yazılan 20 öykü barındırıyor.

Heyula

Kitaba adını veren Heyula’nın sözlük anlamı olan ”Korkunç Hayal” bu kitap için nokta atış yapılan bir tercih olmuş. Kitap günümüzde birçoğumuzun sıkıntı çektiği konuları alıp birer heyulaya çeviren öykülerle dolu. Beden ve görünüş sıkıntılarından gelecek kaygısına, günümüzde hayatımıza yeni giren terimler ve bunlara adapte olmak zorlanmamız gibi hayatın içinden konulara değiniyor bu öyküler. Bazen de tam tersine büyüklerimizden dinlediğimiz halk öykülerine benzer öykülere yer veriyor Tüm Panayırların Heyulası.

Tüm Panayırların Heyulası Kayıp Rıhtım İthaki

Kitap bahsettiğim gibi yirmi öyküye sahip olunca, haliyle bu öykülerin hepsi bana göre değildi. Bazı öyküler beni yatağımdan alıp başka dünyalara sürüklerken bazılarındaysa kelimeler tırmanamadığım bir dağa dönüştü. Öykülerin birçoğunda ucube olarak adlandırdığımız karakterlere yer verildiğinden, bunlardan bazılarına bağlanmak da haliyle zordu. Diğer yandan birçok öyküde yazarlarla ne kadar benzeştiğimi, git gide pandemi, ekonomik zorluklar ve siyasal baskılarla yaşadığımız ülkenin bizi ne kadar yalnızlaştırdığı ve evlerimizin birer hapishaneye dönüştüğünü anlatan öykülerle karşılaştım. Tüm Panayırların Heyulası beni tam da bu noktada kendine bağladı. Hayatın içinden ve yaşadığım ülkeden öyküler okumak, yerli işlere olan güvenimi tazeledi. Türkiye’yi distopik, fantastik ve bilimkurgu senaryolarında görmek. Hayatın içinden aşina olduğum kişiliklerin bu türler içinde birer karaktere dönüşmesi ve belki de bazı şeylerin kendini korumuş olmayı başarması, birçoğu karanlık olan bu gelecekleri aydınlatan şeyler oldu.

Favori Öykülerim

Yirmi öykü içerisinden en çok beğendiğim öykü, polisiye türünde olan Ekin Açıkgöz‘ün yazdığı Bozulmamış Kırmızı Gül oldu. Bu öykü; Ayşegül adındaki bir komiserin, denize vuran bir kadın cesedinin arkasındaki gizeme odaklanıyor. Bu öykü kitabın ana teması olan “Ucube” temasını da öyküye yedirmekten geri kalmıyor. Hakan Bıçakçı‘nın yazdığı Çöp Atmaya Çıkmış İnsan ise yazarla bağlantı kurduğum ve karakteri kendime benzettiğim öykülerden biri oldu. Deniz Erbulak‘ın yazdığı Hanımefendi ise korku türüyle aklıma kazınan öykülerden biri olmayı başardı.

Son Söz

Tüm Panayırların Heyulası barındırdığı yirmi öyküyle Türkiye’de geçen ve buraya özgü karakterlerle dolu, yer yer ilgi çekici yer yer gizemli birçok öyküyü içinde barındırıyor. Eğer ülkemizde geçen öyküleri seviyor ve sıra dışı öykülerden hoşlanıyorsanız, Tüm Panayırların Heyulası kesinlikle göz atmanız gereken bir kitap.

Kaleme aldığımız diğer incelemelerimize göz atmayı, haftalık bültenimize abone olmayı ve bizi sosyal medya hesaplarımızdan (Twitter, Instagram, Letterboxd) takip etmeyi unutmayın!

Eray

Kendi halinde bir insan evladı. @[email protected]

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu