Oyunİnceleme

Red Dead Redemption 2 İncelemesi

Red Dead Redemption 2, Rockstar Games tarafından konsollar için 26 Ekim 2018 tarihinde çıkış yapmış bir açık-dünya aksiyon oyunudur. PC için de 5 Kasım 2019’da Epic ve Rockstar Games Launcher için, 5 Aralık 2019’da da Steam için çıkış yaptı. 175 kere yılın ödülü seçilen Red Dead Redemption 2, 250 kez de incelemelerden tam puan aldı. Birçok oyuncu ve inceleme sitesi tarafından, gelmiş geçmiş en iyi oyun olarak görülen Red Dead Redemption 2 oyununu sizler için incelemeye çalıştık.

İncelemede spoiler yer almamaktadır.

Green 2 Red Dead Redemption 2 İncelemesi
“You know you and me… we’re more ghosts than people”
-Arthur Morgan

Hikaye

RDR 2 hikayesi 1899 yılının karlı ve soğuk bir gecesinde başlıyor. Oyunun başında karakterimiz ve etrafımızdaki olaylara dair çok sınırlı bilgiye sahibiz. Ters giden bir soygun sonrası çetemiz zor durumda kalıyor ve hayatta kalmaya çalışıyor. Çetemiz bu sırada tüm parasını ve birkaç üyesini kaybetmiş durumda ve ayağa kalkması için karakterimiz olan Arthur Morgan‘a büyük bir yük düşüyor. Zamanla yiyecek, at, silah ve para gibi ihtiyaçları toplayıp kendimizi ve etrafımızdakileri düze çıkartıyor. Çetenin lideri Dutch bir plan yapıyor ve herkesin güvende yaşayabilmesi için bolca para gerekiyor ve oyunun hikayesinin temeli de buradan geliyor. Bu para toplama süreci onlarca görevden oluşan ve çok da alışık olmadığım bir hikaye anlatımına sahip.

Red Dead Redemption 2, bir oyunda görebileceğiniz en ağır ilerleyen hikaye anlatımlarından birisine sahip. Ancak bu ağırlığı o kadar güzel kullanmışlar ki hikayeyi oynamıyor, yaşıyorsunuz. Bazı oyunlar o kadar güzel sinematiklere ve hikaye anlatımına sahip olur ki onlar için “film gibi oyun” denir. RDR 2 için “film gibi oyun” kalıbı yerine “kitap gibi oyun” demeyi daha uygun görüyorum. Çünkü hikaye gösterişli ve kısa değil, ağır ve detaylı ilerliyor. Bu oyunu 3 kelimeyle anlatmam istense bunlar gerçekçi, ağır ve detaylı olurdu.

Red Dead Redemption 2, oynadığım oyunlar arasındaki en iyi hikayeye sahip oyun değil. En güzel sinematiklere de sahip oyun değil. Ancak ben bu oyunun hikayesine ve anlatımına bayıldım. Nedeni de ağır ve detaylı ilerlerken kendimi hikayenin bir parçası gibi hissetmem. Hikayenin ilerleyişi o kadar organik ki görevler arasında kopukluk hissetmiyorsunuz. Rockstar oyunlarının hikayeleri, genelde “bakın biz bunu yapabiliyoruz” mantığıyla üzerinize farklı farklı görevleri yığmaktan ibaret oluyor. Bunların içinde güzel görevler olsa da arka arkaya gelen 2 görev arası bağ o kadar zayıf ki oyunlar bir teknoloji demosu gibi geliyor.

RDR 2 ise bu konuda Rockstar standartlarına göre çok farklı bir oyun olmuş. Bir görevde aldığınız bir bilgi sizin sonraki görevinizi doğuruyor. Örneğin bir görevde çetedeki genç kızları kasabaya götürüyorsunuz ve bunlar da çevrede gezinip bilgi topluyor. Bu toplanan bilgiler sonucunda oyunda farklı görevler açılıyor. Bu görevlerde yaşananlar da sizi başka görevlere yönlendiriyor. Oyunun çoğu görevi bu şekilde birbiriyle kenetlenmiş bir şekilde ilerliyor. Bu da bana oyunu oynarken bir kere bile “bu görev ne alaka ya” dedirtmedi ve bence uzun bir oyun için bu çok iyi bir başarı. Sadece ana görevlerin değil yan görevlerin bile, bir bütünün parçası olarak hissettiriyor bu da oyunun başka bir başarısı.

Red Dead Redemption 2 tren
“We’re thieves, in a world that doesn’t want us no more.”
-Arthur Morgan

Yan Karakterler

Ana karakterimiz Arthur Morgan‘a geçmeden önce birkaç yan karaktere değinmek istiyorum. Öncelikle çetenin karizmatik lideri Dutch van der Linde ile başlayalım. Karizmatik lider kavramı genelde tarihe yön veren liderler için ve tarikat liderleri için kullanılır. Dutch ise bunların ikisine de örnek. Dutch’ın çetesi, sanki bir tarikat lideriymiş gibi ona bağlı ve sözünü sorgulamadan takip ediyor. Bu da onu tehlikeli bir güce sahip bırakıyor ama elbette kötü birisi yapmıyor.

Oyunun geçtiği dönemde artık kanunsuzların sonu gelmekte olup Dutch ve çetesi kanunsuzların son örneği konumunda bulunuyorlar. Peki bu çete aslında kötü mü derseniz bence değil derim. Arthur oyunun başlarında “biz de kötüyüz ama biz onlar gibi değiliz” gibi bir ifade kullanıyor. Oyun boyunca kendi halinde yaşayan insanları değil de zenginleri ve diğer çeteleri soyuyoruz. Hatta Arthur bunu sesli olarak dile getiriyor. Bu nedenle çetenin siyah veya beyaz değil de gri olduğunu söyleyebilirim. Hatta çete ilk büyük soygunundan aldığı paradan yetimhaneye pay verdiği için kendilerini Robin Hood olarak da görüyorlar. İleri Robin Hood’dan çok düzene başkaldıran ve hayatta kalmaya çalışan bir grup halini alıyorlar.

Diğer bir yan karakter olan John Marston ile devam edelim. Kendisi ilk RDR oyununun ana karakteri olup Arthur Morgan ile beraber çetenin en eski üyelerinden biridir. Arthur ile abi kardeş gibi büyüdüler anca John bir yerde çeteyi bir süre terk ediyor ve Arthur bunu kendine ihanet gibi algılayıp John ile arasını açıyor. Oyunun ortalarına kadar da bu soğukluğu görebiliyorsunuz. John’un, Abigail adında bir karısı ve Jack adında bir oğlu var.

Oyunda birçok yan karakter var o yüzden uzatmadan en sevdiğim 2 yan karakteri söylemek istiyorum. Charles Smith ve Sadie Adler oyundaki en sevdiğim yan karakterler oldu. John da onları takip eden isim oldu. Bazı karakterleri daha az sevsem de hepsi çeteyi sanki gerçek bir grup gibi hissettirmeyi başarıyorlar. Kampta zaman geçirirseniz aralarında çok çeşitli etkileşimler olduğunu görebilirsiniz.

Red Dead Redemption 2 gang
“We shoot fellers as need shooting, save fellers as need saving, and feed ’em as need feeding.”
-Dutch

Arthur Morgan

Arthur Morgan, bugüne kadar bir oyunda gördüğüm en iyi yazılmış ve en gerçek karakterlerden birisiydi. Dürüst olmam gerekirse kendisi oyunun başında garip aksanlı sığ bir karakter gibi gelmişti. Bu adam neden bu kadar sevilmişti diye düşünmeden edememiştim. Oyunda ilerledikçe karakterin derinleştiğine tanık oldum ve bu düşüncelerim ortadan kayboldu. Oyunun sonunda ise Arthur sizin bir parçanız veya bir yakınınız gibi hissettiriyor. Benim için Arthur kendimden yansımalar bulduğum birisiydi.

Arthur iyi birisi mi yoksa kötü birisi mi derseniz bunun cevabını kendisi bile bilmiyor. Birine iyilik yaptığı zaman o kişi “sen iyi birisin” dediğinde Arthur “hayır değilim” veya “beni tanımıyorsun” şeklinde cevaplıyor. Nedeni ise kötü olması değil kendine karşı dürüst olması. Arthur geçmişinde pişman olduğu bolca hata yapıyor ve bunlar şimdi iyi biri olsa bile onun böyle düşünmesine engel oluyor. Kendisini iyilik yapan kötü birisi olarak görüyor çünkü olmak istediği iyi birisi olmadığını biliyor. Benim gözümde de kendisi, kötü şeyler yapmış iyi birisi.

Herkes bu hayata eşit başlamıyor ve hayat, Arthur’a kötü bir el dağıtıyor. Ailelerini defalarca kaybedip ayakta kalıyor. Karşısındaki tehlike ne kadar büyük olursa olsun pes etmiyor, ihanet etmiyor ve korkmuyor. Arthur, çeteyi bırakıp kendine rahat bir hayat sürebilecekken, orada ona ihtiyacı olanların olduğunu düşünüp asla kendi yoluna gitmiyor.

Arthur’u tamamen anlatmak için çok uzun yazmam gerekiyor ama uzatıp sıkmak ve çok detay vermek istemiyorum. Son olarak kişisel bağlarından bahsedelim. Çetenin kurucusu Dutch ve Hosea onun için birer baba figürleri denebilir. John için bir abi gibi olduğunu söylemiştim ama bu konuda John tek değil. Gözlemlediğim kadarıyla kamptaki gençler ve çocuklar da onu bir abi veya amca olarak görüyor. Sadie ve Charles için de gerçek bir dost olduğunu söyleyebilirim. Son olarak unutamadığı eski sevgilisi Mary Linton var. Kendisiyle oyunda karşılaşıyoruz ve ben, Mary’ye yardım etmenizi öneririm. Orada gerçekten duygusal ve güzel bir hikaye var.

Red Dead Redemption 2  Arthur
“Vengeance is an idiot’s game.”
-Arthur Morgan

Açık dünya

Oyun dünyasında “Rockstar daha iyisini yapana kadar en iyisi bu” diye bir ifade vardır. Bu ifadeyi özellikle Rockstar oyunlarının açık dünyaları için kullanırlar. Hatta yeni bir açık dünya oyunu çıktığında kıyaslanacağı oyun GTA 5 olurdu, artık Red Dead Redemption 2 de bu duruma ortak oldu. RDR 2 her yönden oyun tarihinin en iyisi olamasa da açık dünya konusunda rakipsiz olduğunu söylemek isterim. Açık dünya konusunda “Rockstar daha iyisini yapana kadar en iyisi bu” demekte de bir sakınca görmüyorum.

Red Dead Redemption 2, bir oyunda görebileceğiniz en canlı açık dünyaya sahip oyundur. GTA 5, renkli ve büyük açık dünyası ile ilgi çekse de içi bana her zaman boş gelmişti. RDR 2’de ise canlı kanlı bir açık dünya var. Kasabada gördüğünüz isimsiz bir NPC ortalıkta öyle boş boş gezen biri değil de gerçek bir insan gibi hissettiriyor. Bunun nedeni de oyundaki her NPC için günlük döngüler yazılmış olması. Burada ufak bir Westworld havası almadım desem yalan olur.

İnternette, rastgele NPC’lerin 24 saat takip edildiği bir sürü video var ve hepsine bir döngü yazıldığı görülüyor. Sabah uyanıyorlar işe gidiyorlar, çalışıyorlar, yemek arası veriyorlar, işe dönüyorlar, eve gidiyorlar, yemek yiyorlar ve uyuyorlar. Bazıları da evleri yerine bara gidiyor veya arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Çalışma kısmı da saatlerce çivi çakmak gibi aynı eylemi yapmak değil farklı aktiviteleri birleştirip çalışıyorlar. Her NPC için bu kadar çalışmak gerçekten şapka çıkartmalık bir olay.

RDR 2 NPC’leri kasabadaki halktan ibaret değil. Yol kenarlarında da bol bol NPC görüyoruz. Bazıları bizden yardım istiyor, bazıları bizi soymaya çalışıyor bazıları da müthiş devam edecek yan görevleri başlatıyor. Atını kaybetmiş tek ayaklı bir gaziye yardım ettiğinizde, 4 bölüm sürecek bir yan görev başlıyor ve sonunda Arthur harika bir dosta sahip oluyor. Kocasını yeni kaybetmiş bir kadının hayatta kalmasına yardımcı oluyorsunuz ve oyundaki en güzel diyaloglardan birine şahit oluyorsunuz.

RDR 2 neredeyse her iyiliğinizi ödüllendirmek için emek harcıyor. Yolda yılan sokmuş birine yardım ettim ve birkaç gün sonra kasabada karşılaştığımızda bana teşekkür edip dükkandan istediğimi almamı söyleyip borcunu o şekilde ödedi. Bu durumların en güzeli de oraya adım atmadan önce orada o görevin olacağını bilmiyorsunuz. Oyun size şurada harika bir yan görev var demiyor siz atla gezerken denk geliyorsunuz bu da oyunu daha gerçekçi kılmayı başarıyor ve keşif hissiyatını zirveye çekiyor.

Red Dead Redemption 2, açık dünyası sadece insanlardan oluşmuyor oyunda bol bol hayvan da var. Sizin bakmadığınız bir köşede kurtlar kendi aralarında oyun oynuyor olabilirler. Av hayvanları için de planlanmış hareketler olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Yakın zamanda çıkmış ve kendine en yaşayan açık dünya gibi bir şey diyen bir oyun vardı adını hepimiz biliyoruz. Eminim onun geliştiricileri bu oyunu oynamamıştır çünkü bu oyundaki bir geyik kadar canlı olmayan o oyun için böyle bir ifade kullanmazlardı. Açıkçası RDR 2 sonrasında artık hiçbir açık dünyayı kolay kolay seveceğimi sanmıyorum.

Red Dead Redemption 2 av
“LEENNNNNY”
-Arthur Morgan

Oynanış ve Aksiyon

Oyunun en zayıf noktası ne diye sorarsanız oynanışı diyebilirim. Oynanış kötü değil ama GTA 4’ün cilalanmış hali olmaktan çok da öteye gitmiş değil. Horizon Zero Dawn, ölü bir açık dünyaya sahipti ama müthiş yenilikçi bir oynanış vardı. RDR 2’den önce oynadığım, Metal Gear Solid 5 de yine müthiş bir oynanışa sahipti. Oyunlarda zorluk ayarlamak kolay bir iş değildir; bazı oyunlar üzerimize ordu salar, bazıları da canı bir türlü azalmayan az sayıda düşman salar ve ikisi de oldukça yanlış tercihlerdir. RDR 2 ise üzerimize düşmanların yağdığı oyunlardan birisi.

Dead Eye adında bir zaman yavaşlatma ve işaretleme sistemi bu sıkıcılığı biraz azaltsa da tamamen ortadan kaldıramıyor. Hatta oyunun aksiyonunu Dead Eye için ayarlamış olmaları da bir yerden sonra can sıkıyor. Dead Eye ile aynı anda birçok düşmanı işaretleyip hızlıca öldürmek çok havalı oluyor onun da hakkını vermek isterim.

Yapay zeka ile devam etmek istiyorum. Yapay zeka, sorunlu veya bozuk değil ama müthiş de değil. Siper dışında çatışan düşmanlar olsun, üzerimize son hızda koşanlar olsun biraz daha gelişmeye açık duruyor. Bir görevde sniper ile elinde tabanca olan bir yan karakteri kolluyoruz. Tüm düşmanlar kolladığımız karakterden saklanırken, yanlarından vuran sniperdan saklanmıyorlar.

RDR 2 oldukça güzel bir vuruş hissiyatına sahip, düşmana çarpan her merminin etkisini görebiliyorsunuz. Güçlü bir silah ile ateş edince de düşmanın uzuvları parçalanabiliyor. Bir de üzerine bazı vuruşlarda sinematik kamera girince görsel şölen oluyor. Keşke aksiyon sisteminin temeline de biraz çalışsalarmış çünkü tek başıma 20 tane salak düşmanla savaşmak çok da keyifli değil.

Oynanışın diğer bir faktörü olan hayatta kalma ve av ile devam edelim. Oyunda, bir hayatta kalma oyunu düzeyinde çok detaylı bir av sistemi var. Hayvanları, en iyi verim için belli silahlar ile tam kafadan vurmak gerekiyor. Vurulan hayvanların etini pişirip, derilerini kasaplara satabiliyoruz. Oyunda acıkma sistemi de olduğu için beslenme de önemli. Hayvan avına ek olarak oyunda güzel bir balık tutma sistemi de mevcut.

Red Dead Redemption 2 balık
“Be loyal to what matters.”
-Arthur Morgan

Görsellik

Red Dead Redemption 2, görsellik konusunda da farklı bir tarza sahip. Abartı olmayan ama sıkıcı durmayan gerçekçi görsellere sahip. Bir simülasyon oyunu gibi sıkıcı bir gerçekçiliğe sahip değil. Ancak Assassin’s Creed Odyssey gibi cennetten fırlama görsellere de sahip değil. RDR 2, gerçekçi görüntüleri güzel şekilde işleyip önümüze sunuyor. Dışarı göreceğiniz soluk ve sıkıcı tarlalar oyunda müthiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bir de geceleri ay ışığının tarlalar üzerindeki yansımasını da katınca ortaya müthiş görseller çıkıyor. Bu konuda lafı çok uzatmak istemiyorum. Özetle RDR 2; gerçekçi, basit ve muhteşem bir görselliğe sahip.

Red Dead Redemption 2
“I sometimes wonder if things are ever the way we remember ’em, if we were ever who we thought we was.”
-John Marston

Seslendirme ve Müzik

Red Dead Redemption 2, farklı aksanlara ve farklı kişiliklere sahip güzel bir seslendirme kadrosuna sahip. Ve hepsinin birbirinden güzel olduğunu söylemeliyim. Cidden oturup hepsini birer paragrafta övebilirim ama uzatmak istemem. Arthur Morgan’ın sesi de karakterine yakışır düzeydeydi. O kadar iyiydi ki 2018 yılında güçlü rakiplerine karşı en iyi performans ödülünü kazandı.

RDR 2, müzik konusunda çok çeşitli ve hepsi birbirinden güzel bir sürü müziğe sahip. Western müzikleri olsun duygusal müzikler olsun aksiyon müzikleri olsun her türden müzik var. Müzikleri o kadar güzel ve etkiliydi ki oyunu bitirdiğim günden beri açıp açıp dinliyorum. Oyunun aynı törende en iyi müzik ödülü aldığını da söylemem gerekiyor. Sevdiğim müzikleri de aşağıya listeleyerek bitiriyorum.

  • That’s The Way It Is
  • See The Fire In Your Eyes
  • House Building Song
  • Red Dead Redemption
  • American Venom
Red Dead Redemption 2
“You don’t get to live a bad life and have good things happen to you.”
-Arhur Morgan

Rol yapma ögeleri

Red Dead Redemption 2 tür olarak bir RPG değil. Zaten çok fazla RPG ögeleri de bulunmuyor ancak bulunanlara da değinmek istedim. Oyunda ikili bir onur sistemi var. İyi hareketler onur kazandırırken, kötüler onur kaybettiriyor. Onur barının konumuna göre aldığımız sonda ufak değişiklikler oluyor. Hikayesi aynı ama tonlaması farklı. Bana sorarsanız oyunu yüksek onurla bitirmenizi tavsiye ederim. Çünkü Arthur’un hikayesini bu şekilde oynamak daha uygun geliyor.

Yazının, açık dünya kısmında oyundaki isimsiz NPC’leri bol bol övmüştüm. Şimdi de aklıma gelen bir fikri sizinle paylaşmak istedim. İncelemeyi yazarken “acaba bu oyun bir aksiyon RPG olsaydı nasıl olurdu” diye düşünmeden edemedim. Oyunun kalitesini ve NPC detaylarını düşününce bu oyunu alıp bir RPG yapmak zor olmazdı. Keşke Rockstar biraz kendi kalıbının dışında çıksa da şu kalitede bir RPG oynayabilsek. Cyberpunk 2077 hype ve satışlarına bakınca bu kalitede bir RPG’nin ciddi satacağını düşünüyorum.

Red Dead Redemption 2
“They’re chasing us hard, because we represent everything that they fear.”
-Dutch

Online

AAA oyunlar, genelde ya onlarca/yüzlerce saatlik hikayeye sahip olur. Ya da online modu satarken, oyuna 10 saat civarı bir hikaye ekler. Red Dead Redemtion 2 ise bunların ikisini birden gerçekleştiriyor. Uzun oyun süresinin üzerine bir de güzel bir online deneyim sunuyor. Online kısım oyunun hikayesinin 1 yıl öncesinde geçiyor ve tanıdık karakterlere de yer veriyor. Örneğin geçen gün Sadie Adler ve kocası için ufak bir görev yaptım. Online kısım bile oyuncuya bu güzel hikayenin bir parçası olarak hissettiriyor.

Oyunun sadece online kısmı içeren sürümü, Red Dead Online adıyla satılıyor. Tanıtım amaçlı bu sürümü, 2 ay boyunca %75 indirimle 40 TL / 5 Dolar gibi çok ucuz bir fiyattan sattılar. RDR 2 hikayesini elbette atlamanızı önermem ama farklı platformda online deneyim isteyenler için harika bir paket. İndirim döneminde tekrar bu fiyata düşerse düşünmenizi tavsiye ederim.

Oynanış olarak ana oyunun birçok ögesini içeriyor hatta fazlası bile var. Silah ve kozmetik çeşitleri, ana oyuna göre çok daha fazla. Avlanma sistemi de daha gelişmiş durumda. RDR 2 açık dünyasında gezmeyi sevenler için online kısım gerçekten müthiş bir deneyim. Ancak mükemmel de değil elbette. Oyunun başında az da olsa bir para kasma problemi var. İlerleyince de para harcama problemi başlıyor. Oyunda içerikler sınırlı olduğu için para harcayacak fazla yer yok. Online kısım henüz yeni yeni içerik almaya başladığı için ileride bunların artacağını düşünüyorum.

Red Dead Redemption 2
“There’s a good man within you… But he is wrestling with a giant.”
-Mary Linton

Buglar ve eksikler

Oyunun bug durumuna gelirsek oldukça iyi durumda denebilir. Oyunu bozacak sorunları yok ama kesinlikle bugsız da değil. Özellikle online kısımda bol bol bug yaşayabilirsiniz. Hikaye kısmı ise ufak tefek buglara sahip. Bug çok olmasa da oyunun checkpoint sistemi olmaması büyük eksik. Görevin ortasında bir sorun yaşarsanız, oyuna tekrar girince sizi görevin en başına atıyor. Bunu 1 kez yaşadım o yüzden çok can sıkmadı ama tekrarlaması durumunda canımı sıkabilirdi.

Eksikler konusunda benim çok saçma bulduğum bir şey ile başlamak istiyorum. Hikaye ve online kısım oyunda aynı anda indiriliyor ve varlıkları(asset) ortak kullanıyorlar. Hikayedeki at için olan varlıklar, online için de kullanılıyor. Online kısımda, hikayenin 4-5 katı kozmetik var ve bunlar oyunda olmasına rağmen hikayede yok. Arthur için kaliteli bir siyah ceket istediğimde oyunda bulamıyorum. Ancak online kısımda karakterime bunu alabiliyorum. Silahların gelmemesi için oyunun dengesi kartı oynanabilir ama kozmetik için bence bir savunma olamaz. Benim gözümde çok saçma bir eksik bu.

Rockstar oyunlarını güzel yapıyor ama maalesef sonrasında sahipsiz bırakıyor. Hikaye kısmına oyun bozan buglar dışında bir çivi bile çakılmıyor ne varsa online kısma geliyor. Oyuna geçen son güncelleme ile ses seviyesinde bir sorun oluşmaya başladı. Oyuna her girişinizde Windows Ses Karıştırıcısından sesi tekrar arttırmanız gerekiyor çünkü neredeyse sıfırlanıyor. Peki Rockstar bu sorunu ne kadar sürede çözdü? Cevap veriyorum 2 aydır çözemedi. Böyle ufak ve oyuncuların tamamını etkileyen bir sorun hâlâ çözülmüş değil.

Oyundaki aynalar da 1 yıldır bozuk ama yine kimsenin umurunda olmamış. Son olarak oyun PC platformuna geldiğinde ciddi sorunlara sahipti. Şu an bunların çoğu çözülmüş olsa da ilk zamanlarda oyunu ön sipariş edenler ciddi sorunlar yaşamıştı. Bu yüzden de oyunun, oyuncu incelemelerinde çok ciddi kötü puanlar vardı. Optimizasyon konusunda da kötünün iyisi diyebilirim.

Güncelleme: Yukarıda bahsettiğim 2 aydır çözülemeyen ses sorunu, bu inceleme yayınlandıktan yarım saat sonra çözüldü. Rockstar’ı bu mükemmel zamanlaması için tebrik ediyorum.

Red Dead Redemption 2
“You’re the only one of these fools that I trust.”
-Sadie Adler

Sonuç

İncelemeyi yazmak uzun zamanımı aldı ama eminim unuttuğum bir sürü şey kalmıştır. İşte Red Dead Redemption 2 böyle bir oyun. Üzerinde ne kadar konuşursam konuşayım eksik bir şeyler kalıyor. Normalde bu dönemde Cyberpunk 2077 oynama planım vardı ancak düzelene kadar erteleme kararı verdim. Sonra şansımı Assassin’s Creed Valhalla ile denemek istedim. O da son güncellemesi ile oyunun performansını bozunca onu da erteledim. Sonra da yazın oynamayı düşündüğüm bu oyunu öne almaya karar verdim. İyi ki böyle bir kararı vermişim. RDR 2 oynadığım en güzel oyunlardan birisi oldu. Gözümde mükemmele yakın bir konumda yer alıyor.

Kendimi bir parçası olarak hissettiğim güzel bir hikayesi var. Bu hikayeyi oyuncunun içine işleten başarılı bir anlatımı var. Kitap okur gibi ilerleyen bir anlatım şeması var. Bir oyunda görebileceğiniz en canlı açık dünya var. Sanki bir sanat eserine bakıyormuş gibi hissettiren mükemmel bir görselliği var. Her gün yenisi keşfedilen müthiş detayları var. Red Dead Redemption 2, bir oyundan isteyebileceğiniz çoğu şeye sahip.

Aksiyon kısmında biraz törpülenmeye ihtiyacı var ama o konuda da oldukça başarılı. Rockstar oyunlarını çok uzun zamandır oynarım ama ilk defa bir oyunların bayıldım. Red Dead Redemption 3 gelir mi bilemem ama GTA 6‘dan sonra bu yapıda bir oyun daha getirmelerini isterim. Red Dead Redemption 2 benim için sadece bir oyun değil, güzel bir tecrübe oldu. İmkanı olan herkese bu tecrübeyi yaşamasını tavsiye ederim.

Red Dead Redemption 2
“My pa used to say, you look into the fire long enough you can see the whole world pass by”
-Hosea

Red Dead Redemption 2

Hikaye - 9
Açık Dünya - 10
Oynanış ve Aksiyon - 8
Görsellik - 10
Müzik ve Seslendirme - 10

9.4

Başyapıt

Red Dead Redemption 2 adını gelmiş geçmiş en iyi oyunların arasına yazdırıyor.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu