Oyunİnceleme

Road 96: Özgürlüğe Giden Yollar | Oyun İncelemesi

Road 96, Valiant Hearts ve Memories Retold gibi oyunların yapımcılarından Quentin Tarantino, Coen Kardeşler ve Bong Joon-Ho‘nun filmlerinden ilham alınmış bir seyahat macerası. 16 Ağustos 2021 tarihinde Steam ve Nintendo Switch üzerinden satışa çıkan oyun “Prosedürel hikaye anlatımı” adını verdikleri bir mantıkla ilerliyor. Bu sayede Road 96, her oyuncuya birbirinden farklı ilerleyen maceralar vaat ediyor. Prosedürel oluşturma denen metot, oyun dünyasında uzun zamandır olan bir şey. Özellikle de No Man’s Sky, Binding of Isaac, Borderlands gibi “rastgele” elementlerden fayda sağlayacak oyunlar tarafından kullanılıyor. Road 96 ise bunu sonu aynı olsa da gittiğiniz farklı yollarda kullanıyor.

En çok da yarattığı atmosfer ile öne çıkan oyun, oynadığı oyunlarda hikayeye önem veren oyuncular için bu yılın en iyilerinden olmaya aday. Ancak oyun hakkında özellikle de oyunun prosedürel kısmı konusunda -yazıda daha detaylıca açıklayacağım- bir anahtar kelime var: beklentiler.

Road 96 Çıkış Tarihi Fragmanı

Road 96 Konusu ve Hikayesi

1996 yılının yazı. Gençler, Başkan Tyrak’in rejimi ve Petria’nın otoriter hükümetinden kurtulmak ve özgürlüğüne kavuşmak için yollara düşmüş durumda. Bu yolculukta ise oyuncuların kontrol ettiği gençler, Petria’nın kaderlerini değiştirdiği ilginç karakterler ile tanışıp Petria’nın kaderini değiştirecek kararlar alıyorlar.

Oyun boyunca amaçları aynı olan birden fazla karakteri oynamak, başta pek beğenmediğim bir seçimdi. Ancak oyunu oynadıkça ne kadar isabetli bir seçim olduğunu çok iyi anladım. Bu sayede karakteriyle bir olmak, farklı karakterlere bürünmek isteyen oyuncular her birinde bir öncekinden ayrı seçimler yapıp yolculuklarında tekrar tekrar karşılaştıkları karakterlerin farklı yönlerini tanıyabilir.

Oyunun politik bir temeli olduğu fazlasıyla ortada. Bunu oldukça açık bir şekilde yapan oyunun hikayesinin tüm olayı ise elbette bu değil. Road 96 karakterleri Petria’nın politik ortamından etkilenirken hepsi bir bakıma farklı bir bakış açısını yansıtıyor. Petria’nın geleceği açısından da bu karakterler gibi Başkan Tyrak’e karşı gelmek de onun tarafını tutmak da mümkün. Ancak oyunun politik tarafına siyasilerin gözünden görme imkanımız pek olmuyor. Tyrak de tek bir kişiyi değil, belli bir düşünceyi temsil ediyor. Fakat oyun boyunca politikanın en güçlü silahlarından birinin etkisini görüyoruz: Sonya karakterinin temsil ettiği yanlış bilgi ve medya.

Prosedürel yaratım kısmında da oyun ilerledikçe size belli bir sekans havuzundan rastgele seçilen hikayeler sunuyor. Bunlar da önceden aldığınız kimi kararlarla değişse de ikinci bir oynanışta o kadar da fazla yeni şey görmüyorsunuz. Ben oyunu bitirdiğimde karakterlerin ikisi hariç hepsinin tüm sekanslarını görmüştüm ve o kalanların görmediğim kısmı da %20’lik bir dilim oluşturuyordu.

Oyunun prosedürel yanı bazı noktalarda Road 96’e zarar verebiliyor. Bunun sayabileceğim birkaç nedeni var. İlki karşılaştığımız karakterlerin hikayeleri belli bir düzende olmadığı için yer yer kopuk hissettirebiliyor. Bu hikayelerde belli noktalara gelmedikçe açılmayan sekanslar olsa da baştakilerin düzensizliği biraz tuhaf. İkincisi de bu sekanslarda yaşanan olaylardan bazıları oldukça benzer. Bunlar da elbette ki sıra olarak birbirine çok yakın şekilde ortaya çıkabilir. İşte bu durumda kimi oyuncu oyunun tekrarlayıp duran bir yapısı olduğunu düşünebilir.

Sonuç olarak Road 96’te herkesin yaşadıkları tıpatıp aynı olmasa da oldukça benzer. Bu da bizi yazının başında bahsettiğim beklenti noktasına getiriyor. Evet, başkalarıyla birebir aynı bir gidişatınız olmayacak. Fakat bunun sonuçta gerçekten küçük bir ekip tarafından yapılmış bir oyun olduğunu hatırlatayım Yani kısaca oyunda yaşayacağınız deneyimin ne kadar eşsiz olacağı konusunda beklentilerinizi gerçekçi tutmakta fayda var.

Kitlesini Tanıyan Bir Oyun

Oyun, başta size bazı sorular soruyor. “Netflix’in başında oturuyorsunuz. Eğer bir film izleyecek olsanız nasıl bir şey olmasını dilersiniz? Komedi mi korku mu? Drama mı belgesel mi?” gibi. Buradan da sizin seçimlerinize uygun bir sekans ortaya çıkarıyor. Böylece -eğer sorulara içtenlikle cevap verdiyseniz- Road 96, tam olarak sizin istediğiniz bir an ile başlayıp daha sonrasında sizi bir sonraki yolda kimlerle, nelerle karşılaşacağınızı bilmeden bırakıyor.

Oyunun stüdyosunun kurucusu ve yaratıcı yönetmeni Yoan Fanise, oyunu “Netflix jenerasyonu için bir oyun” olarak tanımlıyor. Evet; belli başlı yönetmenlerden, 80’lerin ve 90’ların yolculuk filmlerinden bolca ilham alan oyun, bu filmlerle pek de tanışık olmayabilecek hedef kitlesi için ilgi çekici bir dünya sunuyor. Bahsettiğim filmlere aşina olanların ise yakalayacakları göndermelerin hoşlarına gideceklerini düşünüyorum.

Şahsen oyunda en sıkılmaya başladığım sekanslardan biri birden The Big Lebowski filminden fırlamış bir bölüme dönüşünce kendimi oyunun en sevdiğim anlarından birinde buldum. Oyunun geliştiricilerinden biriyle konuşmam sırasında da bundan bahsettiğimde bu sekansı tasarlarken gerçekten de Coen Kardeşler’in filminden ilham aldıklarını öğrenmiş oldum.

Petria’nın Sakinleri

Oyunun en ilgi çekici kısmı “prosedürel oluşturma” sayesinde ortaya çıkıyor. Bana sorarsınız oyunların anlattığı hikayeler kadar bu hikayeleri nasıl anlattıkları da değerli. Road 96, hikaye anlatımı konusunda aldığı karar ile oldukça ilginç bir anlatı sunuyor. Oyunu oynarken kimi bölümler pek ilgimi çekmese de “Acaba bir sonraki bölümde ne olacak? Bu sefer kimle karşılaşıp neler yaşayacağım?” merakı devam etmemi sağlayan en büyük motivasyon oldu.

Yazıda da belirttiğim gibi oyunda farklı farklı karakterleri oynuyoruz. Bu karakterler de prosedürel yaratıma dahil. Oyunun değişmeyen kısmı ise yollarda denk geldiğimiz “VIP” karakterler ve bunlarla yaşadıklarımız. Bu karakterleri onlarla olan etkileşimimize göre tanıyor, Petria’nın sakinlerinin birbirlerini etkileyen hayatını öğreniyoruz. Bu konuda da DigixArt’ıniyi bir iş çıkardığını söyleyebilirim. Çok da işin sürprizini kaçırmadan karakterlerin birbirleriyle olan bağının akıllıca düşünülmüş ve şaşırtıcı olduğunu söyleyeyim.

Oyunda yaklaşık olarak 8 VIP karakter var. Bunlarla süreleri fazlasıyla değişen sekanslarda karşılaşıyoruz. DigixArt’ı övmek istediğim bir diğer taraf da bu karakterlerin tasarımları. Stan ve Mitch ya da Alex gibi karakterler ile oyunda ilk nerede karşılaşırsanız karşılaşın, tasarımları onlar hakkında bir fikir oluşturmanızı sağlıyor. Ve yine bu kısa sekanslarda karakterler kendilerini sevdirmeyi başarıyor. Sekanslar da What Remains of Edith Finch oyunu gibi farklı farklı mini-oyunlardan oluşuyor ve Road 96, bu sayede ilginizi canlı tutuyor.

Bunun yanında karakterlerimiz seslendirme açısından da oldukça başarılı. Jarod karakterini seslendiren ve Disco Elysium oyunuyla tanıdığımız Mikee W. Goodman, Elysium’daki seslendirmesi kadar dışavurumcu olmasa da tehlikeli ve tekinsiz bir karakterde çok iyi bir iş çıkarmış. Oyundaki karakterlere tek tek girmek istemiyorum, genel olarak hepsini beğendim.

Ancak Jarod ile ilgili bir sıkıntım var. Bunun nedeni de bir yandan oyuncunun kendisini, yardım etmesi istenen bir karakter için genel olarak ahlaki açıdan dönülmez noktayı geçtiğini düşündüren sekanslarda karşımıza çıkıyor olması. Evet, ben kendi oynayışımda Jarod’a yardım ettim. Fakat karakterini sevdiğim için değil, daha fazla insana zarar gelmemesi içindi. Belki de oyunun Jarod karakteriyle vermek istediği mesaj da budur?

Road 96 Müzikleri

Yoan Fanise, kendi bağımsız oyun stüdyosu DigixArt’ı kurmadan önce Ubisoft’ta Valiant Hearts ve Assassin’s Creed gibi oyunlarda çalışmış. Ubisoft’taki süresinde pek çok oyunun ses tasarım tarafıyla ilgilenen Fanise, bu dalda da da ödüller kazanmış. Fanise’in önceki oyunlarının sesleri konusunda pek fazla bir şey diyemem ama bu konudaki birikiminin Road 96’da oyun müzikleri açısından harika bir iş çıkarmasını sağlamış.

İşin teknik kısımlarında kimi dikkate çarpan sorunlar var. Fakat Road 96, müzik ve sesler konusundaki birkaç numarasıyla oyuncunun kendini 96 yılının yazında Petria’daymış gibi hissetmesini sağlıyor. Robert Parker’dan The Toxic Avenger’a bir çok ünlü müzisyenin bestelediği parçalar karakter temaları olarak da oyuna harika hizmet ediyor. Oyunun en başta ilgimi çekmesinin nedeni de Game Awards 2020’deki fragmanı ve bu fragmanda çalan Home Call parçasıydı.

The Toxic Avenger – Home Call (Road 96 Soundtrack)

Bazı Demode Tasarımlar

Road 96’nın olumsuz yönde eleştireceğim bir diğer tarafı ise oyuna en kendinizi kaptırdığınız anlarda sizi agresif derecede bunun bir oyun olduğunu hatırlatacak şeyler yapması. Örnek vermek gerekirse oyunun sonunu belirleyen birkaç büyük karar ve oyun boyu aldığınız kimi küçük seçim var. Oyun bunları sadece ilkinde değil her seferinde ekranda beliren büyük yazılar ile izah ediyor. Bence bu, Road 96 gibi “maceranı kendin seç” oyunlarında artık bırakmamız gereken ve kendini hikayeye kaptırmak isteyen oyuncu için akışa zarar veren bir uygulama.,

Bu anlattıklarımın yanında oyun, kimi sekanslarda da benzer sorunlara sahip. Örnek vermek gerekirse yanında bulunduğumuz bazı karakterler oldukça tehlikeli, hatta bizim onlara olan tavrımıza göre bize saldırabilirler bile. Ve bu anlarda Road 96 karakterin siniri ölçüyor, tam anlamıyla. Road 96, karşımızdaki karakterin söylediğimiz sözlere tepkisini oyun içi bir çubuk üzerinden gösteriyor. Açıkçası böyle bir şey olması kimi noktalarda “Acaba sonuna gelsem ne olur?” gibi bir mantıkla ilerlememe neden oldu. Geldiğimde ne mi oldu? Hiçbir şey. Road 96, böyle anlarda bile -oyunda hayatta kalmanız için gerekli para ve enerji konusunda olduğu gibi- oldukça bağışlayıcı.

Tüm Yönler Aynı Yola Çıkıyor

Oyunda farklı farklı karakterleri oynadığımızı söylemiştim. Bu farklı karakterle Road 96, episodik bir anlatı izliyor. Oyunun her bölümünün sonu az çok aynı olsa da ana finalinize geldiğinizde yaşanan -ve oyun boyunca aldığınız kararlardan etkilenen- olaylar hiç de sönük değil. Fakat her bir karakterin hikayesinin sonu az çok aynı olduğunda ise oyun uzadıkça pek de buna değer bir sona ilerlemiyor muyum diye kendinize soruyorsunuz.

Oyun içi sekanslarda da kontrolün elinizden alınmış gibi hissettiğiniz yerler olması can sıkıcı bir başka nokta. İşte bu nedenlerle oyun uzadıkça -ne kadar uzun süreceği tamamen sizin karşınıza çıkan sekanslara bağlı- sanki Road 96 ve Petria’nın büyüsü bozuluyor gibi. Yine de burada övmeden geçemeyeceğim bir nokta var. Her bir bölümün sonuna geldiğinizde kendinizi aynı yolda, Road 96’te buluyorsunuz. Buraya her yeni uğrayışınızda da ister duvarlardaki grafitilere bir yenisini ekleyin; ister gençlerin dizdiği taşlara bir yenisi koyun, ister bu taşları bozun. Petria’nın kaderini değiştiren tek bir kişi olmadığını, değişimin bir çok insandan geldiğini hissediyorsunuz.

Her karakterin sonunun aynı olmasını biraz daha açmam gerek gibi hissediyorum. Evet, oyunda ölmedikçe ya da benzeri ilerlemenize engel olacak bir şeyler başınıza gelmedikçe en sonunda Road 96 adı verilen yola ulaşıyorsunuz. Burada ise ülkeden kaçmak için çok sınırlı sayıda seçeneğiniz var. Bunlar tekrar etmeye başladıkça da biraz sıkılmamak elde değil. Bence oyun biraz daha riskli bir yapıda olabilirmiş. Bu sayede aldığınız kararlar konusunda oyuncuların daha dikkatli davranması ve oyunun bir nevi “yol macerası rogue-like’ı” haline gelmesi sağlanabilirmiş.

Son Yorumlar

Road 96, sunduğu fikirleri hayata geçirme konusunda kimi yerlerde tökezlese de yarattığı özel anlar ile size bunları unutturabiliyor. Evet, oyunu bitirdiğiniz gibi en baştan başlamak istemeyebilirsiniz. Ancak Petria’nın karakterleri, manzaraları ve dahası hafızanıza kazınacak. Belki de bir gün oyuna geri döndüğünüzde eski dostlarla karşılaşmış gibi hissedeceksiniz.

Oyunun hikayesini bitirmeye yaklaştığınızda ve oyun tekrara düşmeye başladıkça büyüsü biraz bozulmaya başlamış gibi gelebilir. Fakat tam anlamıyla sonuna geldiğinizde baştan beri aldığınız kararların sonuçlarını görmek, kim olursanız olun dünyada bir fark yaratabilirsiniz gibi hissettiriyor. Ve bence Road 96’in size geçirmek istediği his de tam olarak bu.

Diğer inceleme yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Road 96

Genel Puan - 7.5

7.5

Yaratıcı bir hikaye anlatımı & sinematik bir deneyim

Road 96 "yolculuğun sonu kadar kendisi de önemlidir" sözünü en yaratıcı şekilde aktaran oyunlardan biri.

Yiğit

Yazar/editör.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu